Mesajı Okuyun
Old 04-04-2007, 10:58   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Bu arkadaşımıza, bana anlatılan bir olayı aktarmak istiyorum.

Benden hayli kıdemli bir meslektaşımıza, ne yapacağımı bilemediğimi, bu meslekte tutunamayacağımı hissettiğimi, iş gelmediğini, gençlere kimsenin iş vermek istemediğini söyleyip yakınıyordum. Bu iş biraz böyledir, dedi ve ekledi :

" Avukat oldum, büroda boş boş oturuyorum. Bu oturma iki yıl kadar sürdü, en sonunda baktım olacak iş değil bakkala gittim kendime kutu kutu kibrit aldım. Kibrit çöpünden gemi yapacağım. Gemi bittiğinde bir tane bile iş gelmezse mesleği bırakacağım. her gün muntazaman gemiyle uğraşıyorum ama gözüm kapıda. Gelen giden yok. Gel zaman git zaman benim gemi bitti. Elimde son kibrit çöpü kaldı. Çöpe yapıştırıcıyı sürdüm ve yerine yerleştirdim. Telefonum çaldı, üst kattaki avukat arkadaşımıza bir iş gelmiş, çok kapsamlı bir konuymuş, birlikte alalım mı, diyor. Büroyu nasıl bırakıp nasıl üst kata çıktığımı anlatamam."

Söylemeye gerek yok tabii, bu kişi şu anda meslekte yıllarını geçirmiş, başarılı bir avukat.

Birçoğumuz ( ben dahil ) büromuzu açıp uzun süre boşluğa baktık, duvarlardaki boyanın nerelerinin döküldüğünü santim santim bildik. Ancak, direnebiliyorsanız, bu meslek gerçekten çok güzeldir. meslekte tatmin olmak giderek zorlaşıyor derseniz, katılırım. Ancak, bana söylenen bir söz daha var ki, doğruluğunu zaman içinde anladım : Her meslekte ilk beş yıl zordur, beş yıl dayanmışsan çok da şanssız değilsen, önün açılır, bekle.

Arkadaşımızın somut koşullarını bilemiyorum, ancak umutsuzluğa kapılmasın. Bugün mesleğinde belli bir yere gelmiş birçok avukat zamanında çok sıkıntı çekmiştir.

Sabır çok önemli.

Saygılar.