Mesajı Okuyun
Old 30-09-2011, 18:38   #1
efekankaptan

 
Varsayılan Bir stajyerin ilk günü icra dairesi macerası

Saygıdeğer hukuk halkı bugün 30 Eylül 2011 günü ve sabah işlemlerimi hallettim resmi olarak artık stajyerim. Yani avukatlık mesleğinin kapısını aralıyorum merdivenler çıkılmayı bekliyor. Tam da bu avukatlık binasının kapını aralamaya çalıştığım bugün tekrar kapatmayı ve arkamı dönerek çıkmayı düşündüm, düşünüyorum.
Daha önce avukatlık bürolarında çalışmış olduğum ve halihazırda da bir büroda çalıştığım için icradaki prosedürün küçük bir kısmına hakimim. Yine bir büroda çalışan arkadaşım benden rica ettim ve maaş haczi talebi hakkında işlemi daha önce yapılan dosyanın müzekkeresi yazılmadığı için müzekkeresini de biz yazarak imzalatmak üzere icra dairesinden içeri girdim. İzmir'de maruf bir icra müdür yardımcısı varmış, daha önce de uyarılmıştım kendisi hakkında ancak "yok ya kesin insanlar bir şey yapıyordur yoksa durup dururken neden agrasif olsun ki" diyerek gayet pozitif günaydın dileyerek müzekkereleri uzattım kendisine. İnceledi ve çeşitli sebeplerle bunları yapmayacağını söyledi. Sebepleri haklı veya haksız olabilir ancak takıldığım şey ne sebepler ne hukuki prosedür. Bana bunları bağırarak anlattı ben de kendisine bağırmasını gerektirecek bir şey olmadığını söyledim. Bu evreden sonra sayın icra müdür yardımcımız koptu... Bana hal ve hareketleri konusunda telkinde bulunamayacağımı, benim dünkü çocuk olduğumu, kendisinin bu mesleği yaptığı kadar yaşım olduğunu ona akıl veremeyeceğimi ve sürekli de "sen kimsin" soru cümlesiyle birlikte kurarak ve gayet yüksek bir sesle bütün icra dairesi hatta amiri olan icra müdürünün bakışları altında sıraladı. Ben de dosyayı geri istedim. Ancak yine sen kimsin diyerek dosyayı vermeyeceğini söyledi. Ben de avukatlık kanunu uyarınca bir stajyer avukat olarak icra dairesindeki dosyaları inceleme hakkımın olduğunu söyledim ve dosyayı istedim. Ardında da çık git buradan diye bağırmaya başladı. O esnada omzuma "meslektaşım çıkalım dilerseniz." diye bir avukat bey dokundu. Artık çirkefleşmenin, tartışmanın alemi yoktu zira kanun da kendisini pek enterese etmemişti bu hukuk adamını(!). Kendisini dinledim ve avukat beyle dışarı çıktık. Kendisi bana bu kimsenin sürekli birileriyle bu tarz olaylar çıkartıp bağırdığını ve defalarca şikayet edilmesine rağmen bir sonuç alınamadığını söyledi. Tutanak tutmak istediğimi belirttim. Bu arada işini yaptığım arkadaşım da olaylara şahit olmuştu. Avukat bey sanıyorum ki işleri o icra dairesinde olduğu için pek yanaşmadı. Hatta bir takip personeli arkadaş da sırtımı sıvazlayıp "bize yapamıyorlar, stajyer olduğun için yaptı kesin." dedi.
Baro başkanımızın yanında aldım bir kere de soluğu olayı görgü tanığı arkadaşımla birlikte anlattım, kendisi de dosyanın vekili avukat yani arkadaşımın yanında staj yaptığı avukatla birlikte bir tutanak yazmamızı, bunu baroya sunabileceğimizi söyledi. Bunun üzerine tutanak yazma işini bir de aslında kendisinin vekili olduğu ve onun işlerini halletmeye çalıştığımız avukat beye söyledik. Kendisi ben işlem yapmam dedi. Ve telkinde bulundu : siz de yapmayın! Bunu söylerken sebebi muhakkak vardır yorum yapmak bana düşmez ama sorarım: Bir tutanak altına imza atmaya bu kadar çekinen bir camia daha var mıdır şu alemde? Nedir korku? İşimizi bir daha yapmaz diye mi yapamıyorsunuz? İşimizi yapmaması da bir suç değil mi neden maaş ödeniyor ve bu memur neden orada bunun bir amacı olmalı zira. Haktan hukuktan adeletten bu kadar söz eden mesleğin mensupları nerede kaldı. Yoksa sadece müvekkilin dilekçelerinde mi kalıyor bunlar? üzgünüm...