Mesajı Okuyun
Old 30-01-2007, 03:23   #14
ragıp

 
Varsayılan

Sayın Armağan Konyalı nın açtığüı bir forum vardı. Yargıtay karalarının geçerliliğine ilişkin.
Bu sitede yüzden fazla iletim var. Başka hukuk sitelerinde de yüzlerce iletim var. Ama eklediğim yargıtay karartı onlarla sayılamaz. hatta on bile olduğunu sanmıyorum. Çünkü yargıtay kararlarını hukuki kaynak olarak görmüyorum. Zira bizzat yargıtaydaki duruşmada(murafaa) belirttiğim bir yargıtay kararı içim" avukat bey o karar emsal olmaz" sözünü duymuş biriyim.
Arkadaşlar sağolsun iletimin bütününden cımbızla çeker gibi bir cümleyi alarak, onun üzerinde tartışma açmışlar. Gerçi ben de o kısmın tartışılacağını kestirdiğim için büyük harfle yazdım. Ama hala görüşümde ısrarlıyım. Yalnızca para borcunu içeren sözleşmelerde cezai şart olmaz. Bunun aksi yargıtay kararları incelendiğinde, karşılıklı edimlere havi bir sözleşmenin yapıldığı ve borçlunun ödeme yükümlülüğünü ihlal ettiği durumlar için cezai şartın geçerli olduğu sonucu çıkmaktadır.
Bu kararların hepsinin hatır kararı olduğu kanısındayım. Bu tür cezai şart ve faiz koşulu içeren sözleşmeler genelde, taksitle alışveriş yapan mağazalar, bankalar ve kredi kartı veren finans kurumlarınca yapılmaktadır.
Yargıtay da, ne yazık ki taraflı davranmıştır.
Ama eski avukatlar bilir. Yargıtay çok sık görüş değiştirir. Bu görüşünün değişeceğine inanıyorum
Ben bu görüşe nasıl ship oldum derseniz: Yargıtay onursal üyesi Lütfü Dalamanlı, Faruk Kazancı ve Muharrem Kazancı nın ortaklaşa yazdığı "İlmi ve Kazi İÇtihatlarla Açıklamalı Borçlar Kanunu" isimli kitabını söylerim. 720. sayfasında, "Para borcundan gayrı borçlar için tesmiye edilmiş olması" diye alatıyor. İşin ilginci: Sonraki sayfalarda Sayın Doğanel in eklediği içtihatlara benzer içtihatlar var.
Şimdi ne yapalım. Hukuğun doğrularını mı savunalım? Yoksa Yargıtay'ın içtihatlarını mı?
Ben cezai şart olarak hiç bir zaman senet almaya cesaret edemem. Cezai şart karşılığı bono almasını hiç bir meslektaşıma da öneremem. Almak isteyen buyursun