Mesajı Okuyun
Old 04-02-2008, 11:45   #1
Nesl-i Han

 
Varsayılan Çocuk SuÇluluĞunda Medya GÜnah KeÇİsİ Mİ?

Çocuğu suça yönlendiren etkenler arasında bazen gözden kaçan bazen de kör parmağım kör gözüne tarzında tek günah keçisi sayılan bir etken olan kitle iletişim araçları suç işlenme konusunda ne kadar etkili?
Gözden kaçan veya çoğu zaman kör parmağım kör gözüne tarzında tek günah keçisi sayılan bir etken kitle iletişim araçları. Yani global tabiriyle MEDYA.
Medyanın toplum ve birey üzerindeki etkileri kuşku götürmez. Ancak bu etkileri salt olumlu veya olumsuz nitelemek de yeterli değildir elbet. Uzakları yakın eden, kültürleri birbirine kaynaştıran, kişiye kendi yaşadığı dünyanın dışında da bir dünyanın olduğunu farkettiren, dünyadaki adaletsizlikleri, yanlışlıkları, geçmişte ve günümüzde yapılanları, geleceğin bize neler getireceğini, hangi durumlarda nasıl davranmamız gerektiğini örnekleme yoluyla gözlerimizin önüne seren, kısacası dünyanın yalnızca bizden ibaret olmadığını ispatlayan büyük bir güçtür iletişim kaynakları.
Gazete, telgraf, telefon, televizyon, çağrı cihazı, faks, internet ağı, cep telefonları derken birkaç yüzyıl içinde hızla boyuttan boyuta geçen toplumlara dönüştük. İletişim teknolojisinin gelişmesi sürecinde, gelişmekte olan ülkeler yaklaşık yirmi yıl rötarla olsa da bu açığı kapadı. Şimdi ekonomik ve kültürel açıdan en az gelişmiş ülkelerde bile, cep telefonu, internet ağı, uydu yayınları yer almakta. Ancak bu açık, teknolojik açıdan her ne kadar kapatılmış gibi görünse de, Türkiye gibi hızla değişen ve gelişen bir ülke, toplumsal ve kültürel olarak bu süreci hakkıyla yaşayamamış amiyane tabir ile batının eskimiş teknolojisiyle ilk tanıştığı anda kabak çiçeği gibi açılmaya başlamıştır. Şimdilerde açık en fazla bir yıl bile değilken, teknoloji çok çabuk eskiyen bir sistem haline gelmekte, yenisi geldikçe eskisinin hiçbir değeri kalmamaktadır. İşte teknolojinin yardımı (etkisi demek belki daha doğru) ile dünya tek tip insanların, tek tip toplumların olduğu, değer yargılarının bir bir yitirildiği yeni ve yoz bir değerin oluştuğu yaşanması zor bir yer haline gelmiştir ve gelmektedir. Teknoloji bireyi yalnızlığa alıştırmakta, zamanla yalnızlığa mahkum etmektedir. Kişiler hayatlarında yüzlerini belki bir kere bile göremeyecekleri insanlarla saatlerini harcayabilmekte, o hayal dünyasında, sevinebilmekte, üzülebilmekte, sabahtan akşama kadar beyaz bir ekranın önünde beyinleri bulanana kadar sızmaktadırlar.
Yazılı ve görsel yayınların özellikle düşünen toplumun düşünmesini engellemek amacıyla “uyutma” politikası güden dolgu malzemelerle dolu olması kaosun başlangıç noktasıdır. İnternette ise, özellikle gençleri kıskacı altına almak için pusu kuran çeşitli mihrakların kol gezdiği unutulmamalıdır
Yazılı ve görsel yayınların özellikle düşünen toplumun düşünmesini engellemek amacıyla “uyutma” politikası güden dolgu malzemelerle dolu olması kaosun başlangıç noktasıdır. İnternette ise, özellikle gençleri kıskacı altına almak için pusu kuran çeşitli mihrakların kol gezdiği unutulmamalıdır. Bugün bebeklerin dahi sömürüldüğü bir zamanda, kime- nasıl güvenebileceğimizi şaşırmış durumdayız. Geçenlerde SHUÇEK’ten yollanan ve dört yaşındaki bir kızın tecavüz sırasında öldüğünü belirten rapor tüylerimi diken diken etti. Çünkü olayın faili, çocuğun ailesinin aynı zamanda komşusuydu. O çocuk yaşasaydı anaya, babaya, topluma yararlı bir birey olabilir miydi artık? Yaşadığı travmanın acısını başta yakın çevresi olmak üzere tüm dünyadan almak istemez miydi? Beni asıl korkutan failin açıklamasıydı ki, bu fiili işlemesine, mailine gelen bir iletinin sebep olduğu ve yönlendirildiği sitede çocuklarla ilgili görüntülerden etkilenmesinin bir faciaya dönüşmesiydi. Yani o ana kadar böyle sapkın bir fikri aklından bile geçirmeyen biri, birkaç görüntü izleyerek, o yaşa kadar beslediği, koruduğu tüm değerlerini yok sayabilmekte, ahlak değerlerini, inançlarını bir kenara itebilmekte, “iste ve elde et” komutuyla harekete geçen bir otomata dönüşebilimekte. Bu konu hakkında daha fazla yazmaya yüreğim el vermiyor. Bunu yapan bir çocuk değil yetişkin. Bir aile babası. Varın daha hayatının baharını yaşayan, daha reşit bile olmamış, daha kişiliğini benliğini oturtamamış bir gencin halini siz düşünün.



Çocuğu suça yönlendiren etkenler

1- Çocuğun sosyalleşmesini tamamlayamamasından kaynaklanan idrak yoksunluğu
2- Ergenlik dönemindeki hızlı ve ruhsal değişi
3- Zekadan kaynaklanan nedenler
4- Yanlış eğitim veya eğitimsizlik
5- Değişen değer yargıları (töre cinayetleri gibi, kan davası vb.)
6- Yetersiz sevgi ve şefkat ya da aşırı serbestlik
7- Ahlak kurallarının bozulması
8- Düzensiz sanayileşmenin sonucu meydana gelen göçler
9- Savaşlar
10- Ekonomik bunalımlar
11- Kitle iletişim araçları