Mesajı Okuyun
Old 07-04-2017, 16:01   #3
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Dr.Yahya DERYAL
TKHK m.3/b.l’de “... eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem" tüketici sözleşmesi olarak değerlendirilmiş ve tüketici mahkemelerinin görev alanına dahil edilmiştir.
Hatta TKHK'da düzenlenmiş olsun veya olmasın (tipik-atipik) bütün sözleşmeler, hatta Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen sözleşmeler de tüketici ilişkisine konu olabilmektedir.
Kural koyucunun bu şekilde hasta tarafını tüketici sayması, uygulama deneyimleri bakımından nasıl değerlendirilebilir?

Alıntı:
Yazan TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN
BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.

Kanun"un amacını tanımlıyan 1.maddesini okuyunca, ve kanun'un amacına uygun olarak uygulanacağı beklentisinin boşa cıkmıyacagı umudunu yitirmedikce, yerinde bir düzenleme bence. Hukuken hastahane ve doktorlara karşı zayıf durumda olan hastanın etkili bir şekilde korunması gerektiği düşüncesindeyim.

Saygılarımla