Mesajı Okuyun
Old 08-02-2007, 14:26   #5
Hekimbaşı

 
Varsayılan Neden Linux

Sn.Katılımcılar, Admin,

Linux hakkında genel bilgi vererek işe girişmekte yarar görüyorum. Bu bilgi tarihsel gelişimi özetleyecek ve bence konuşurken ve karar verirken herkese yardımcı olacak. (Umarım)

1. Bilgisayar işletim sistemleri ilk başta üreticiye ve makineye özgü ortaya çıktı. Örneğin, IBM in (ki öncüdür) bir makinesi ile Sun ın bir makinesi aynı işletim sistemine sahip değildi. Sözü geçen zamanlar, bizlerin telefonları kadar belleğe sahip bilgisayarların bina büyüklüğünde olduğu zamanlar. Zamanla bilgisayarlar küçüldü, fakat işletim sistemleri yine de makine ve üreticiye özgü olarak devam etti. Örneğin, ATARI 800XL, Commodore 64 gibi ülkemizde de 1983 den sonra yaygınlaşan 'home computer' sınıfı bilgisayarlarda bile bu böyleydi. Ancak, gözardı edilmemesi gereken nokta; bu bilgisayarların işletim sistemlerinin temelde 3 unsura yönelik olmalarıdır: iç parçaların işlevselliğinin kontrolu, veri giriş / çıkışı, ve nihayet bir programlama dili. Sonraki işletim sistemleri MS in de katkılarıyla çok daha geniş kapsamlı oldu. Artık ağ iletişimleri (internet mesela) filan da işletim sisteminin parçası olarak algılanıyor.

2. IBM, bireysel kullanıma yönelik ilk makinesini üretme ve satmaya kalkışmadan önce, bu işin çok da karlı olmayabileceğine karar vererek, makineye gömülü yazılım için bir ihale açtı. Bu ihaleyi, Bill Gates ve o zamanki ortağı aldı. Makine başına 5 USD gibi bir rakkama sanırım.

3. IBM ne halt ettiğini anlamak için çok uzun beklemedi, çünkü PC ler veba hızıyla yayıldı. Ama sözleşme Microsoft' u MS.DOS işletim sistemini başkalarına satmaktan alıkoymuyordu. Bu sırada, IBM birçok PC parçasını zaten başkalarına ürettirmekteydi. Üstelik, sıkı IBM kalite kontrol politikaları nedeniyle üreticilerin elinde IBM in kabul etmediği bir sürü parça kalmaktaydı. Bundan yararlanan bazıları da aynı makinelerden üretmekte ve üzerinde MS.DOS yüklemekte gecikmedi. O zamanlar bunlara PC-Compatible (PC uyumlu) denirdi. IBM in PC-XP sinin dörtte biri fiyatına bir PC-Compatible alabilirdiniz. Bu, IBM in hayatı boyunca yediği en büyük darbe olmuştur herhalde. Bir daha da toparlanamadı zaten.

4. Bu arada, IBM PC ile kıyas kabul etmeyecek derecede üstün bir başka bireysel makine de pazara girmişti: Macintosh. İnanılmaz derecede kullanışlı, hızlı, kullanıcı dostu bir de işletim sistemiyle. Fakat, IBM PC ler 2.000 USD lerden başlarken, MAC ler 10.000 lerde geziyordu. Bu büyük pazarlama hatası nedeniyle MAC ler asla % 5 den büyük pazar payına erişemediler. Ama bu sırada Microsoft boş durmadı. MAC lerin donanım yoluyla yaptığı şeyleri yazılım yoluyla yapmaya girişti, ve sonuçta Windows 1.0 ı üretti. Büyük bir başarısızlık örneği olan bu işletim sistemi, MAC gibi ikonlara dayalı, kullanıcı dostu olmayı iddia ediyordu. Peşinden 1.1, 2.0, ve 3.0 geldi. Ama hiçbiri başarılı değildi. Microsoft bu rezaletler yüzünden neredeyse batmak üzereyken Windows 3.1 çıktı ve oldukça başarılı oldu.

5. Hatırlarsanız, MS in ilk uluslararası tanıtımı Windows95 için yapılmıştır. Oldukça tutarlı olan bu sistem 16-bit işlemcili bilgisayarlar için tasarlanmıştı. Ama çıkış zamanı onların üretimden kalkıp, 32-bit işlemcilerin pazara girmesiyle aynı döneme rastlar. Windows ME, Windows NT 3.5, Windows NT 4.0 da aynı dönemin talihsiz ürünleridir.

6. Öte yandan 1990 larda bir başka eğilim başlamıştır. Unix işletim sistemi, Sun Microsystems tarafından büyük makinelerde kullanılmaktaydı. Fakat, DOS dan farklı olarak çok esnek, modüler bir yapısı olması nedeniyle; çekirdek, yani işlemci çerçeve programları değişikliği ile hemen tamamen bütün makinelere taşınabilir nitelikteydi. Bunu şöyle düşünün: bütün yasal belgeler simgesel bir dille saklanıyor, ama okuyucuların herbiri onu kendi anladığı dilde okuyabiliyor. İşte Unix' in yapısı buna olanak tanıyordu. Çok küçük bir özü çekirdek kod olarak her makine için ayrı ayrı yazarsanız, her makinede çalıştırılabiliyordu. Nitekim, aynı nedenle, yıllar boyu birçok üniversite ve büyük işletmelerde geliştirilen programlar makineler arasında paylaşılabiliyor ve bir hamlede yeni bir makineye taşınabiliyordu. İşte bu çekirdeği PC işlemcileri için tarif eden ve programlayan kişi böyle ortaya çıktı: Linus Torwalds. Linux işletim sistemi de adını Unix ile Linus adının bileşiminden alır.

7. MS, temel kazancı bu olduğu için farklı bir yaklaşım izledi ve her ürününü sanki dünyayı yeniden yaratmış gibi sunarak sıfırdan satmayı yeğledi ve kesinlikle ürettiği kodları açıklamaya yanaşmadı.

8. Linux' un çekirdeği, modülerlik sonucunda iyi soyutlanmış bir çekirdek işlemler dizinini temsil etmesi ve bunun taşınabilirliğine ilişkin muhteşem bir örnek olmasından dolayı, bir çığır açtı. Sadece PC işlemcileri değil, birçok başka işlemci için kullanılabilirliği getirdi. CISCO' nun firewall, router' ları, IBM in çeşitli büyük makineleri (AIX kullanan), hemen bütün uydu kontrol sistemleri, her türlü POS makinesi bugün Linus un tasarladığı çekirdekten şu ya da bu biçimde yararlanmaktadır. Linus, bu çekirdek için sadece tek birşey talep etmiştir: değiştirenler veya geliştirenler kaynak kodunu saklamamalıdır. Bu; açık kaynak kodu (Open Source) felsefesinin en önemli gücü olmuştur.

9. Linux çekirdeğinin gündeme gelmesinden sonra hemen tüm Unix üzerine yazılmış programlar Linux' a taşınmış, gelişimlerini orada sürdürmüşlerdir. Bugün binlerce, hatta onbinlerce linux üzerinde çalışan program üreten insanların buluştuğu siteler mevcuttur. Windows üzerinde ne yapılabiliyorsa, Linux' ta da yapılabilmektedir (programcılar açısından).

10. Açık kaynak kodu meselesi, telif hakkını ortadan kaldırmamaktadır. Ancak, bir programın kaynak kodunu herkesin inceleyebilmesi, değiştirerek kullanabilmesi olanağı kazandırırken; bunu belirtme zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. Telif ücreti yine de talep edilebilir; fakat genellikle ya gönüllü katkı, ya da ücretli bakım onarım desteği yoluyla gelir elde edilmesinin yeğlendiği gözlenir.

11. Her ne kadar bu gelişmeler MS i sıkıştırmışsa da; ABD hükümetinin de desteğiyle (başarılı tüccar ya) MS in her türlü düzenleyici konsorsiyumda en büyük katkıyı yapmak yoluyla başrolü alarak gelişmeleri tekelinde tutmaya çalıştığını görürüz. IEEE, WWW, OOD, OOP, ILP gibi güncel yazılım standardı geliştiren her kuruluşta en önemli koltuk MS e aittir.

12. Önce Çin devleti başta gelmek üzere, peşinden de Almanya, İtalya, Fransa ve nihayet Rusya ve TC de Linux tabanlı özgün işletim sistemleri geliştirmeye soyunmuştur. Bunun iki önemli nedeni vardır. Birincisi, dış bağımlılık ve saldırılardan korunmaktır. İkincisi ise MS in insafsız lisanslama ücretleridir. Bundan 40 yıl önce makine başına 5 USD ye razı gelen MS, artık her makineden en az 100 USD haraç ister hale gelmiştir. Bunu da öyle ya da böyle almayı başarmaktadır.

13. MS in insafsız lisanslama politikası işletim sistemlerinden ibaret değildir maalesef. Örneğin, en yaygın kullanılan Word, Excel, Powerpoint, Access, SQLServer gibi BackOffice adını verdiği paketin içindeki herşey astronomik ücretlerle satılmaktadır. Çoğu aslında MS in tasarımı olmayan bu yazılımları, üretenleri satın alarak bir tekel oluşturmuş; ve bu tekelden yararlanarak istediği fiyatı empoze eder hale gelmiştir. Ama aynı, ya da benzer yazılımları bedava veya cüzi ücretlerle temin etmek de mümkündür. Bu seçenekler sadece Sn. Admin' in belirttiği üzere StarOffice veya OpenOffice gibi Linux' tan Windows' a taşınmış olanlardan ibaret de değildir. Özellikle Rusya, Ukrayna, Çek Cum. kaynaklı birçok ucuz, güzel, windows uyumlu yazılım da bulunabilmektedir.

14. MS, bu gelişmeler karşısında devletlerin argümanlarını dikkate alarak onlara özgü bir yaklaşım geliştirip, bu eğilimlere dur demeyi hedeflemektedir. Bunlardan ilki, büyük işletmeler ve devlet kuruluşlarına kaynak kodunu teslim etmeyi teklif etmesidir. Bugüne kadar MS in bu teklifini ciddiye alıp da kabul edeni duymadım. Fakat bu söylenti var. İkinci yaklaşım ise kendisine göre inanılmaz düşük fiyatlarla satıştır.

15. Bu arada, bir başka konuyu daha gündeme getirmekte yarar var. Açık kaynak kodlu yazılımlarda kodu yazanlar en çok geliri destek ve onarımdan kazanır demiştim. Aslında bireysel ürünlerde bu kazanç daha çok kullanım kılavuzları ve ipuçlarına (neyi nasıl yaparım) ilişkin belgelerin satışında odaklanmaktadır. Bunun farkında olan MS, yayınladığı kitaplardan da fahiş karlar elde etme yoluna gitmektedir. Aslında hiçbir ürününün beraberinde destek veya kullanım kılavuzu sunmamaktadır. Bunları isterseniz, ya kitaplarını alıp boğuşacak, ya da kafanızı gözünüzü yaracaksınız. Internet yoluyla sağladıkları ise sadece kendisinin dava edilmesine engel olacak kadardır. Programın yardımı var mı, var. O halde, haydi kullanın bakalım! Bugün MS yardım merkezini bir sorununuz için ararsanız, asla sorununuzu çözecek bir yanıt alamazsınız. Çünkü oradaki kişiler sadece basmakalıp, tek basamaklı çözümler için eğitilmiştir. Sorununuzun içerisinde herhangi bir şekilde başka bir şirketin ürünü varsa alacağınız cevap 'programın üreticisine sorun' olacaktır; asla sorunun kendi işletim sistemleri veya programlarından kaynaklandığını gözönüne alarak konuyu incelemezler. Aslında, incelemek isteseler de incelemeye yetecek bilgi ve deneyimle donatılmış değillerdir.

Bu durumda kim, ne yapmalı diye düşünmekte yarar vardır. Benim önerilerim şöyle:

1. Kullanıcılar yerli işletim sistemi kullanmalı
2. Yerli işletim sistemi ücretsiz değil, ücretli olmalı ve alınan ücretler izleme, gelişim ve desteğe ayrılmalı.
3. İster işletim sistemi olsun, ister kullanıcı programı, sağlayıcılar kullanıcıların sorunlarına çözüm bulmak üzere donanımlı olmalı
4. Talep doğdukça, arz da şaha kalkmalı ve birileri ciddi olarak işin düzgün yürümesi için gerekenleri yapmalı
5. Makine üreticileri (ki artık TC nde de varlar) makinelerini yerli işletim sistemi, ücretsiz kullanıcı programları ve ücretli programların tanıtım sürümleriyle birlikte satışa sunmalı; ancak ve ancak müşteri özellikle isterse, ayrı ücretle MS işletim sistemiyle satmalı.
6. Yazılım üreticileri ürettikleri yazılımları her iki işletim sisteminde çalışabilecek biçimde tasarlamalı, kodlamalı. (Burası benim ilgi alanım ve ne yazık ki zayıf noktamız, fakat burası yeri değil)

Umarım yararlı olmuştur.

Saygılarımla,