Mesajı Okuyun
Old 02-07-2007, 00:27   #11
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:

Avukat kendi hukukunu hangi dayanakla savunacaktır?

Avukatlık Ücretini düzenleyen, Avukatlık Kanunu m.164/son ile:

m.164:

"...Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez."

2001 yılındaki değişikliten önce son fıkra, "...Avukatla işsahibi arasında "AKSİNE YAZILI SÖZLEŞME OLMADIKÇA" tarifeye dayanarak karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücreti avukata aittir." şeklinde idi. 2001 yılındaki değişiklikle, yazılı sözleşmeyle istisna getirilebileceğine dair detay madde metninden çıkarıldı ve "avukata aittir" biçiminde, ihtirazi kayıtsız ve net bir düzenleme yapıldı. Hatta bu nedenle Mahkemeler bir dönem kararlarında "avukata ödenmesine" şeklinde hüküm kurdular, bir dönem de kdv polemiği yaşandı, kararda geçsin mi, geçmesin mi şeklinde...

Yöntem ne olursa olsun sonuç itibariyle değişiklik sonrası 164.maddenin son fıkrası, bence aksine sözleşme yapılamayacağını, yasaya aykırı sözleşmelerin geçersizliği doğrultusunda, kısmen veya tümüyle batıl oluşları da gözönünde bulundurulacak olursa, avukata aidiyetini kesin olarak ortaya koyuyor.

Esasen bir başka mesele daha var. Bu vekalet ücreti, yasa gereği avukata ait olmakla vekil kendi adına açacağı icra takibi ile bu ücreti karşı taraftan isteyebilmeli mi, isteyememeli mi? Vekaleten talep edilmesi sonuç itibariyle yalnızca bir şekilden ibaret, zira o ücret yasa gereği zaten avukatın. Ama bilvekale takibe geçildiğinde, icra takibi dolayısıyla ikinci bir karşı vekalet ücreti mağduriyeti (karşı taraf açısından) gündeme geliyor. Bu konuda da görüşler muhtelif, dilerseniz bu konuyu ayrı bir başlık altında tartışırız.

Saygılarımla...