Mesajı Okuyun
Old 08-03-2014, 10:09   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Şu kararı okumanızı öneriyorum.
--
Y11HD
Esas : 1982/5448
Karar : 1982/5291
Tarih : 10.12.1982
BORÇ FERİLERİNİN SONA ERMESİ
İCRA İNKAR ÖDENCESİ
MENFİ TESBİT
İİK.12, 72
BK.113
Asıl borç ödeme ile ortadan kalkınca ona bağlı diğer bütün fer`i haklar da -kefalet, rehin, sözleşme veya direnim [temerrüt] faizi gibison bulur.Ödeme alacaklının kendisine yapılabileceği gibi alacaklı adına ifayı kabule yetkili temsilcisine yapılmakla da borç ortadan kalkar.İcra memuru, takipte bulunan alacaklının yasal temsilcisi durumundadır. İcraya ödeme tarihinden itibaren artık alacağa faiz yürütülemez.Davacı borçlunun, icra veznesine geçen paranın alacaklısına ödenmemesi için İİK. m. 72/3 uyarınca aldığı ihtiyati tedbir kararı direnim faizi yürütülmesine neden olmaz. Bu davranışın yaptırımı, madde metninde belirtilmiştir.
DAVA VE KARAR:
Zafer ile Aysel arasında çıkan davadan dolayı (Ankara İkinci Asliye Ticaret Mahkemesi)`nce verilen 19.3.1982 gün ve 1099/249 sayılı hükmü onayan dairenin 5.10.1982 gün ve 3527/3643 sayılı ilamı aleyhinde davacı avukatı tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı vekilinin, davalının müvekkili aleyhine (600.000) liralık bonodan dolayı icra takibine geçmesi üzerine müvekkilince açılan menfi tesbit davasının davalı lehine sonuçlandığının, verilen hükümle müvekkilinin (90.000) lira icra tazminatı ödemeye mahkûm edildiğini, bu şekilde davalı alacaklının zararı giderildiği halde icra takibinde ayrıca 136.626 lira temerrüt faizi yürütüldüğünü, icra tetkik merciinden şikayet sonucu alınan kararda bu miktarın 124.549 liraya indirildiğini, bu kararın da yerinde olmadığını bildirerek, müvekkilinin temerrüt faiziyle sorumlu olmadığının tesbitiyle bu arada icra takip dosyasında tahsil edilen 40.000 liranın istirdadına karar verilmesi istemiyle açtığı davanın reddine ilişkin olarak verilen hüküm dairemizin 5.10.1982 gün ve 1982/3527-3643 sayılı kararı ile onanmıştır.

Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Asıl borç ödeme ile ortadan kalkınca ona bağlı diğer bütün feri haklar da (kefalet, rehin, sözleşme veya temerrüt faizi gibi) son bulur (BK. m. 113/1).

Ödeme alacaklının kendisine yapılabileceği gibi alacaklı adına ifayı kabule yetkili temsilcisine yapılmakla da borç ortadan kalkar (Prof. Esat Arsebük, Türk Borçlar Hukukunun Umumi Esasları, 1937, sh. 341; Prof. S.S. Tekinay, Borçlar Hukuku, 1971, sh. 486; Prof. Kenan Tunçomağ, Türk Borçlar Hukuku, 1976 Cilt I, Genel Hükümler, sh. 722).

İcra memuru, takipte bulunan alacaklının yasal temsilcisi durumundadır. Nitekim İİK. nun 12. maddesinde, "İcra dairesi, takip edilmekte olan bir para alacağına mahsuben borçlu veya üçüncü şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bununla borçlu bu miktar borcundan kurtulur", demek suretiyle icraya yapılan ödeme ile borçlunun borcundan kurtulacağını açıkça hükme bağlamış bulunmaktadır. Bu durumda icraya ödeme yapıldığı anda borç ortadan kalkacağı cihetle, BK. nun 113/1. maddesi hükmü gereğince, artık faiz borcu da ortadan kalkacak, diğer bir deyimle icraya ödeme tarihinden itibaren artık alacağa faiz yürütmek mümkün olmayacaktır (Aynı görüş Ord. Prof. Mustafa Reşit Belgesay İcra ve İflas Kanunu Şerhi, İkinci Bölüm, 1950, sh. 16; Senai Olgaç, İcra İflas, 1974, sh. 31; Yargıtay İİD. 12.9.1966 tarih ve 7994/8177 sayılı ve Yargıtay 4. HD. 10.2.1966 tarih ve 965/2286 1669 sayılı kararları, S. Olgaç, sh. 31 ve 33).

Davacı borçlunun icra veznesine geçen paranın alacaklısına ödenmemesi için İİK. nun 72/3. maddesi gereğince aldığı ihtiyati tedbir kararı temerrüt faizi yürütülmesi için bir neden olamaz. Bu davranışın müeyyidesi [yaptırımı] madde metninde belirtilmiştir. Gerçekten İİK. nun 72. maddesinin gerek (3) ve gerekse (4) fıkralarında, ihtiyati tedbir nedeniyle alacaklının alacağını geç tahsil etmekten doğan zararı, alacağın en aşağı % 15`i olarak saptanmış bulunmaktadır.

Bu durumda mahkemece yapılacak iş İİK. nun 72/4. maddesi hükmü gereğince Ankara Üçüncü Asliye Ticaret Mahkemesi`nin 1978/100 E., 1980/246 K. sayılı kararıyla % 15 oran karşılığı olarak (90.000) lira tutarında hükmedilen tazminat alacak ve borç hesabından hariç tutularak, esas borcun icraya ödendiği veya banka teminat mektubunun icra memurluğuna verildiği günü ve bugüne kadar gerçekleşen ve esas borca eklenmesi gereken faiz ve sair giderleri saptamak, buna ilk açılan menfi tesbit davası (Ankara Üçüncü Asliye Ticaret Mahkemesi`nin 1978/100 esas sayılı dosyası ile) nedeniyle doğan alacaklar da (90.000) lira tazminat hariç ilave edilmek suretiyle davalı alacaklının tüm alacak tutarını hesaplamak veya bir bilirkişi marifetiyle hesaplatmak davası borçlunun tediyelerini de göz önüne alarak bir borcu kalıp kalmadığını araştırmak, kalan bir borç varsa bu tutarda davayı reddetmek veya istirdadı gerekli bir fazla ödeme varsa onun tahsiline karar vermekten ibarettir.

Hükmün açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekirken hernasılsa onandığı anlaşılmakla HUMK. nun 440. maddesine uygun bulunan davacının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, dairenin 982/3527 3643 sayı ve 5.10.1982 günlü onama kararının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz eden davacı yararına (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.
Y11HD 10.12.1982 E.1982/5448 - K.1982/5291