Mesajı Okuyun
Old 23-03-2009, 12:04   #16
Av.Ünzile Küçüköner

 
Varsayılan Hukuk Genel Kurulu Karari

"1.1.2002 gününden önce, eşler arasında kanuni mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, kadın veya kocanın diğerinden katkı payı karşılığı bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka, parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle bir katkısının olması gerekir. Kadının, ev kadını olarak, evin yemek, temizlik gibi işlerini yapması ve çocukların bakımını üstlenmiş olması, Türk Medeni Yasasının 227. maddesi anlamında katkı sayılamaz."
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2008/2-432
Karar: 2008/444
Tarih: 18.06.2008

KARAR METNİ:
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasındaki "boşanma ve katılma alacağı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5.Aile Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tazminat talebinin reddine dair verilen 5.10.2004 tarih 2003/253 E., 2004/1356 K. s. karar Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 25.5.2005 tarih 5977-8233 K. s. ilamı ile boşanma yönünden onanmış tazminat yönünden bozulmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne dair verilen 6.3.2007 tarih ve 2005/876 E., 2007/221 K. s. kararın tetkiki Davalı-K.Davacı Mehmet Ataş tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 4.6.2007 tarih ve 8774-9394 s. ilamı ile; (...Taraflar 27.04.1989'da evlenmişler, boşanma davası 18.04.2003 gününde açılmış boşanma yönünde oluşan hüküm 06.07.2005 gününde kesinleşmiştir. Keçiören'deki ev 11.04.1995'te, otomobil ise 19.08.1997 gününde alınmıştır.

Dinlenen tanıklar, davalı kadının 2000 yılında hediyelik eşya yapıp sattığını zaman zaman da temizliğe gittiğini ifade etmişlerdir. Davacının davalıya ilişkin evin ve otomobilin edinilmesine katkıda bulunduğuna ait bir beyan ve delil bulunmamaktadır. Kadının, ev kadını olarak, evin yemek, temizlik gibi işlerini yapması ve çocukların bakımını üstlenmiş olması, Türk Medeni Yasasının 227. maddesi anlamında katkı sayılamaz. O halde, isteğin reddi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDENavalı-K.Davacı Mehmet Ataş

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Birleşen davalar, boşanma ve katılma alacağı isteğine ilişkindir.

Davacı-K.Davalı Fatma Ataş vekili, tarafların boşanmalarına, nafakaya, manevi tazminata, ev ve arabanın alımına yapılan katkı sebebiyle maddi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı-K.Davacı Mehmet Ataş, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davanın reddini savunmuştur.

Yerel Mahkeme, tarafların boşanmalarına, çocukların velayetinin babalarına verilmesine, Fatma Ataş'ın bütün taleplerinin reddine karar vermiş, Fatma Ataş'ın temyizi üzerine Özel Daire boşanma, nafaka ve manevi tazminata ait hükümü onamış ancak tazminat istemi araç ve eve katkıya ait olup bu iştek boşanmanın eki olmadığından nisbi harç tamamlanmadan yargılamaya devam olunamayacağı sebebiyle hükümü bozmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucu mahkemece katkı alacağına ait davanın kabulüne karar verilmiş, Davalı-K.Davacı Mehmet Ataş'ın temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıdaki gerekçe ile bozulmuş, Yerel Mahkeme kararında direnmiştir.

Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık kadının ev kadını olarak, evin yemek, temizlik gibi işlerini yapması ve çocukların bakımını üstlenmiş olmasının Türk Medeni Yasasının 227. maddesi anlamında katkı sayılıp sayılmayacağı noktasındadır.

4721 s. Türk Medeni Yasası 1.1.2002 gününde yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten önce 743 s. Türk Yasası Medenisi yürürlükte iken, taraflar; evlenme mukavelesiyle kanunda muayyen sair usullerden birini, kabul etmediklerine göre, aralarında kanuni rejim olan mal ayrılığı geçerlidir. (TKM. m.170) Taşınmaz ve araç, taraflar arasında bu rejim geçerli iken edinilmiştir.

Mal ayrılığında; eşlerden her biri, kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir. (TKM. m.186/1) Eşlerden her birinin mallarının geliri ve kendi kazançları yine kendilerine aittir. (TKM. m.189)

743 s. Türk Yasası Medenisi'nin 152 nci maddesi gereğince evin intihabı, karı ve çocukların münasip veçhile iaşesi kocaya aittir. 153 üncü madde gereğince de eve kadın bakar. Başka bir ifade ile, 743 s. Türk Yasası Medenisine göre; kadının eve bakması ve ev işlerini yapması kanuni ödevidir. 743 s. yasada, eşlerden birinin edindiği mala, sair eş katkı yapmış ise, sağladığı bu katkı karşılığını isteyebileceğine ait bir hüküm bulunmadığından, Yargıtay kararları ile; katkıyı sağlayan eşin, diğerinden katkısı karşılığı genel hükümlere göre bir tazminat talep edebileceği kabul edilmiştir. Şayet, eşlerden birinin edindiği mala, sair eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa, bu talep kabul edilemez. Başka bir ifade ile kadının, ev işlerini yapması ve çocuklara bakmış olması, sair eşin edindiği mala katkı sayılamaz. Sonuç olarak; 1.1.2002 gününden önce, eşler arasında kanuni mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, kadın veya kocanın diğerinden katkı payı karşılığı bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka, parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle bir katkısının olması gerekir.

4721 s. Türk Medeni Kanunu, 227. maddesinde getirdiği düzenleme ile, bundan önceki yasadaki boşluğu doldurmuştur. Evvelce Yargıtay kararlarıyla doldurulan boşluk, açık hüküm konularak kanuni hale getirilmiştir. 4721 s. Türk Medeni Yasasının 227'nci maddesi gereğince; "eşlerden biri, diğerine ilişkin malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç yada uygun karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında, bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak, o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır.; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır. Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması halinde hakim, sair eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler. Eşler yazılı bir anlaşma ile değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler." Kuşkusuz, sözü edilen hüküm gereği değer artışı sebebiyle alacak talep edebilmek için de, talepte bulunan eşin, sair eşe ilişkin malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir katkı sağlamış olması gerekir. Çalışmayan ve herhangi bir kazancı ve geliri bulunmayan kadının, ev işlerinde harcadığı emeği, bu maddeye göre yine katkı sayılmaz ve kadın bu emeğine dayanarak yine değer artışı için alacak talep edemez.

4721 s. Türk Medeni Kanunu, evi dışında çalışmayan ve herhangi bir geliri ve kazancı bulunmayan kadının, ev işlerinde sarfettiği emeğini, kanuni rejim olan "edinilmiş mallara katılma rejiminde" sair eşin bu mal rejiminin devamı süresince edinilen malları üzerinde, "katılma alacağı" hakkı (TMK. m.236 ve 239) tanımak suretiyle kanuni karşılığa bağlamıştır. Kanunun 236'ncı maddesinde yer alan hüküm gereği; "her eş veya mirasçıları, sair eşe ilişkin artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar." 231 inci madde "artık değerin" ne olduğunu ve nasıl bulunacağını göstermiştir. "Artık değer, eklemeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, bu mallara ait borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Değer eksilmesi göz önüne alınmaz." (m.231) Katılma alacağının hesabında "eklenecek değerler" kanunun 229'ncu maddesinde, denkleştirmeden elde edilen miktarlar da Kanunun 230'ncu maddesinde gösterilmiştir.

Somut olayda; taşınmaz ve araç, taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir. Bu mallar, yeni rejime (edinilmiş mallara katılma) kocanın "kişisel malı" olarak girmiştir. (TMK. m.220/2) Edinilmiş mal değildir. Çalışmayan, herhangi bir geliri ve kazancı bulunmayan davacı kadının bu malların edinilmesine herhangi bir katkısı kanıtlanamamıştır. Bu nedenle, davacı; katkı payı karşılığı veya değer artış payı sebebiyle davalıdan alacak talebinde bulunamaz. Taraflar arasındaki 1.1.2002 gününden itibaren başlamış olan edinilmiş mallara katılma rejimi, boşanma davasının açıldığı 18.4.2003 gününde sona ermiştir. (TMK. 225/2) Kocanın kişisel mallarının, yeni rejim döneminde geliri varsa (kişisel malların geliri edinilmiş maldır) kadın ancak, bu edinilmiş mal üzerindeki varsa "katılma alacağını" (TMK. m. 236 ve 239) isteyebilecektir. Davacının edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiye edilerek katılma alacağının tahsiline ait bir davası ise bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken yazılı biçimde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. O durumda usul ve kanuna uygun olmayan direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı-K.Davacı Mehmet Ataş'ın temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarda gösterilen sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istem halinde temyiz peşin harcının temyiz edene iadesine, 18.06.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.

Kaynak: Corpus Arşiv