Mesajı Okuyun
Old 16-01-2010, 16:33   #7
cesur_yürek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mutlakadalet
Avukat, cezaevinde sanıkla görüşmektedir. Sanık: "-Aman abi, ne olursun beni kurtar, beni savun". Avukat, "-Seni savunacağım ama, bana ödeyecek paran var mı?". Sanık, "-Ne demek abi, iki milyarlık çeki hemen yazayım, daha sonra da bi beş milyarlık çek daha keseyim, sen onu merak etme." Avukat, "-E o zaman davanı alabilirim, söyle bakalım, seni neyle suçluyorlar?" Sanık, "-Karşılıksız çek kesmek...

Forumdaki üyelerin fikirlerini öğrenmek istediğim şey şu: Bir avukat savunduğu kişinin gerçekten haklı ya da haksız olduğuna bakmadan savunmalı mıdır, yoksa gerçekten haklı olduğuna inandığı kişileri mi savunmalı?

Temel ,evrensel ilke savunma hakkının kutsallığı.

Avukat her karşısına gelen davada ,şahsın haklı ya da haksız olduğu araştırarak ; davayı alıp almayacağına karar vermesini doğru bulmadığımı ifade etmek isterim.Bu durum ,hem avukatı yoracaktır hem de savunma hakkının kutsallığını zedeleyecektir.

Yine ,yukarıdaki fikirlerime rağmen ; avukatın haklı -haksız ayrımına giderek davayı üstlenmemesi, kişisel bir bakış(tercih) olarak değerlendirilmeli diye düşünüyorum.Başka bir deyişle ,Avukat haksız gördüğü bir davayı almayabilir.Bu durumun avukatın şahsi tercihidir.

Şu hususu da belirtmeliyim ki : Avukat, her önüne gelen davada haklı-haksız ayrımına gidiyorsa ; yavaş yavaş mesleği bırakmanın vaktinin geldiğini düşünmeye başlamalıdır.

Örnek : A ,yağma suçuyla yargılanıyor .Oysa somut olay iyi bir şekilde değerlendirilince görülüyor ki şuçun hukuki nitelendirilmesi hırsızlık.

A'nın yağma suçundan mahkum olmasını ceza adaleti açısından nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Şahısların ,mahkemeler önünde birçok hakları vardır.Maddi gerçek ,şahsın suçlu olduğunu gösteriyorsa bile şahıs için hafifletici nedenleri talep edecek,bu hakkının ileri sürülmesini sağlayacak birileri olmalıdır.

Her durumda ,adalet gerçekleşsin düşüncesi ütopik bir düşünceden öteye gitmeyecektir.

Saygılar.