Mesajı Okuyun
Old 29-06-2009, 15:18   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın mubah;
Çok haklısınız ve yerinde bir başlık olmuş. Bu tip durumlarla sık sık karşılaşılıyor. Bakırköy'de bir iş mahkemesinde davalı ve üç vekili hazır, davacı vekili ise mübaşirin çağrısına rağmen ortada yok. Hakim, az önce davacı vekili olan avukatı gördüğünü söylüyor. Bunun üzerine duruşma sırasının gelmesini bekleyen meslektaşlarımızdan birisi " arkadaş falan yere gitmişti" deyince hakim, davalı vekillerine dönerek " mübaşiri gönderip hemen haber verdireyim" demesine rağmen her üç avukat da "hayır efendim, düşsün" dediler. (Bu arada, hakimlere -efendim- şeklinde hitap edilmesi de ayrı bir etik konusu olabilir) Hakime de bu durumda bu olayda olduğu gibi "peki, siz bilirsiniz, sonuçta sizin meslektaşınız" demekten başka bir yol kalmıyor tabii ki. Dosyanın HUMK 409 uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildi ve davalı vekilleri salonu terkederlerken davacı vekili kan ter içinde gelince durumu kısaca kendisine özetlediğimizde "yazıklar olsun, meslektaş dayanışması diye bir şeye inanmıyorum" diyerek sitemde bulundu. Bu şekilde birçok olay yaşanıyor, Hakim dahi, davacı vekili gelene kadar bekleyebileceğini söyledikten sonra, meslektaşlar tarafından ayaklar altına alınan "MESLEK ETİĞİ"nden bahsedebilmek imkanı kalır mı hiç? Saygılarımla..