Mesajı Okuyun
Old 09-08-2016, 21:57   #7
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Gülden Hanım ;

Ana veya babadan birinin ölümü halinde velayet sağ olana kanun icabı(MK madde 336/3) geçmektedir. Bu hususu önceki cevaplarımda atlamışım. Düşününce velayet için mahkeme kararına gerek olmadığını farkettim.Bu durumda siz anneyi veli olarak gösterip takibinize devam edebilirsiniz.2 nolu mesajda eklediğim Yargıtay kararında velayetin anne babadan birinin ölümü halinde sağ olana geçeceği yazılı. Konu ile ilgili bir Yargıtay kararı daha :
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/1224
K. 2006/7839
T. 18.5.2006
• VELAYETİN KALDIRILMASI ( Annede Olan - Velayet Altında Bulunmayan Küçüğün Vesayet Altına Alınması Kararının Vesayet Dairesi "Sulh Mahkemesi" Tarafından Verilmesi Zorunluluğu/Aile Mahkemesince Dedenin Velayeti Altına Konulamayacağı )
• VESAYET ALTINA ALINMA ( Kararının Vesayet Dairesi "Sulh Mahkemesi" Tarafından Verilmesi Zorunluluğu - Annede Olan Velayeti Kaldırılan Küçüğün Aile Mahkemesince Dedenin Velayeti Altına Konulamayacağı )
• GÖREVLİ MAHKEME ( Velayet Altında Bulunmayan Küçüğün Vesayet Altına Alınması - Kararın Vesayet Dairesi "Sulh Mahkemesi" Tarafından Verilmesi Zorunluluğu )
• TAVZİH ( Yoluyla Hükmün Değiştirilmesinin Doğru Olmadığı - Aile Mahkemesinin Kararını Tavzih Ederek Hüküm Fıkrasındaki Velayet Sözcüğü Yerine Vesayet İbaresini Yazması )
• HÜKMÜN TAVZİH YOLUYLA DEĞİŞTİRİLMESİ ( Doğru Olmadığı - Aile Mahkemesinin Kararını Tavzih Ederek Hüküm Fıkrasındaki Velayet Sözcüğü Yerine Vesayet İbaresini Yazması )
1086/m. 455, 456
4721/m. 335, 336/3, 348, 404
ÖZET : Küçüğün annede olan velayeti Aile Mahkemesinin kararı ile kaldırılmıştır. Velayet altında bulunmayan küçüğün vesayet altına alınması ( MK. md.404 ), kararının da küçüğün yerleşim yerindeki vesayet dairesi ( Sulh Mahkemesi ) tarafından verilmesi zorunludur. Bu açıklama karşısında küçüğün Aile Mahkemesince dedenin velayeti altına konulması isabetsizdir.

Aile Mahkemesi kararını tavzih ederek hüküm fıkrasındaki velayet sözcüğü yerine vesayet ibaresini yazmıştır.

Hükmün açık olmaması, veya birbiriyle çelişkili fıkralar ihtiva etmesi halinde tavzih imkan dahilindedir. ( HUMK. md. 455 ) Tavzihle hükmün değiştirilmesi doğru olmadığı gibi Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 456. maddesindeki kurallara uyulmadan işlem yapılması da yerinde görülmemiştir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Ankara 5. Aile Mahkemesi, 11.7.1998 doğumlu Hulusi Tursun'un annedeki velayetini kaldırıp, dedesi Hulusi'nin velayeti altına bırakılmasına karar vermiş, daha sonrada tavzih suretiyle velayeti, vesayet olarak değiştirmiştir.

Ergin olmayan çocuk ana babanın velayeti altındadır. ( MK. md. 335 ) velayet ana babanın birinin ölümü halinde sağ kalana ait olur. ( MK.md. 336/3 ) Ana babanın deneyimsizliği hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeple velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, çocuğa karşı yeterli ilginin gösterilmemesi, ona karşı yükümlülüklerin ağır biçimde savsaklaması halinde de velayetin kaldırılmasına karar verilebilir. ( MK.md. 348 ) Velayetin kaldırılmasına ilişkin kararın Aile Mahkemesince verilmesi gerekir.

a ) Küçük Hulusi'nin annede olan velayeti Ankara 5. Aile Mahkemesinin 7.12.2004 gün ve 2003/220 sayılı kararı ile kaldırılmıştır. Velayet altında bulunmayan küçüğün vesayet altına alınması ( MK. md.404 ), kararının da küçüğün yerleşim yerindeki vesayet dairesi ( Sulh Mahkemesi ) tarafından verilmesi zorunludur. Bu açıklama karşısında küçüğün Aile Mahkemesince dedenin velayeti altına konulması isabetsizdir.

b ) Aile Mahkemesi 7.12.2004 günlü kararını 27.1.2005'te tavzih ederek hüküm fıkrasındaki velayet sözcüğü yerine vesayet ibaresini yazmıştır.

Hükmün açık olmaması, veya birbiriyle çelişkili fıkralar ihtiva etmesi halinde tavzih imkan dahilindedir. ( HUMK. md. 455 ) Tavzihle hükmün değiştirilmesi doğru olmadığı gibi Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 456. maddesindeki kurallara uyulmadan işlem yapılması da yerinde görülmemiştir.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.