Mesajı Okuyun
Old 16-05-2011, 14:46   #2
kezzy

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan polis77
Bilindiği gibi kolluk bir suçu araştırırken bilgisine başvurulması gereken kişileri çağırarak gerekli şeyleri sorar (PVSK Md.15). Bu kişiler genellikle suçu gören yada bir şekilde suç ile ilgili bilgisi olan kişilerdir. Yani tanıklardır. Ancak kolluk tanıkların ifadesini alma yetkisine sahip değildir. Bunun bir sonucu olarak da kolluk, suç tanığının beyanlarını Bilgi Beyan İfade Tutanağı, Bilgi Alma Tutanağı gibi çeşitli adlar altında belgelemektedir. Çoğu zaman bu ifade formatlarının içeriğinde tanık hakları yer almamaktadır. Neticede Bilgisine Başvurulan kişinin CMK md. 45'te sayılan yakınlarını suçlayıcı beyanları da kayda alınmış olmaktadır.
Sonuç olarak kolluğun bu şekilde ifadesine başvurduğu kişilere tanıkların sahip olduğu hakları anlatması, ve çekinme hakkına sahip ise bunu kullanıp kullanmayacağını sorması gerekir mi?

Her ne kadar CMK nun 2. ve 43 uncu maddesindeki düzenlemeler nedeniyle kolluğun tanık beyanı alması mümkün görünmese de, 59 uncu madde ve bu maddenin gerekçesinden kolluğun en azından ifade sahibi olarak tanık beyanı alabileceği sonucunu çıkarmak mümkündür. Aksi halde olayın sıcaklığı ile elde edilen birçok delil yok olabilir. Ancak yine CMK md. 45/3 uyarınca tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilmelidir. Kolluk yaptığı soruşturma işlemlerinde maddi gerçeği ortaya koyacak tüm delilleri gerek sözlü olarak gerekse tutanaklarla savcılığa bildirmelidir. Tanıklıktan vazgeçme hakkı bulunan ve kolluğa ifade vermek istemeyen kişilerin de olay hakkında bilgisi olduğu düşünülüyor ise bu kişilerin tespiti yapılarak bildirilmelidir. Aksi hal kolluğun görevini tam olarak ifa etmemesi anlamına gelir