Mesajı Okuyun
Old 27-05-2008, 14:00   #9
ESRA ÖZGEN

 
Neşeli

Sayın Ekmekçiye katılıyorum, konuyla ilgili bir Yargıtay kararı da bende var.Yardımcı olur diye düşünüyorum, iyi çalışmalar..

.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2005/3-169
Karar: 2005/235
Karar Tarihi: 06.04.2005

ÖZET : Somut olayda, davacı daha önce hükmedilen aylık 100.000.000 TL. nafakanın aylık 400.000.000 TL.ye çıkarılmasını istemiş, mahkeme aylık 300.000.000 TL. nafakaya hükmetmiş, kararı davalı temyiz etmiş olup, hükmedilen ve temyize konu olan nafakanın yıllık tutarı 1.200.000.000 TL. ( 1.200 YTL )olması karşısında 20.10.2004 tarihli direnme kararının temyizi olanaklı bir karar olduğu sonucuna varılarak, işin esasının incelenmesine geçilmesine oyçokluğu ile karar verildi. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

(1086 S. K. m. 427)

Dava: Taraflar arasındaki "iştirak nafakası" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara Dördüncü Aile Mahkemesi )nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.11.2003 gün ve 2003/744-603 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinin 29.3.2004 gün ve 2004/2461-2901 sayılı ilamı ile;

(...Davada, anlaşmalı boşanma ile hükmedilen aylık 100.000.000 lira iştirak nafakasının 400.000.000 liraya yükseltilmesi istenilmiş; mahkemece istemin kısmen kabulü ile aylık 300.000.000 lira iştirak nafakasına karar verilmiştir.

Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve özellikle küçüğün yaş, eğitim düzeyi ile davalının gelirindeki artışa göre yaklaşık bir yıl önce hükmedilen nafakada, yapılan iyileştirme miktarı fazla olup, TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesine uygun bulunmamıştır.

Ayrıca, davacı kendisini vekille temsil ettirmediği halde lehine ücreti vekalete hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı görülmüştür... )

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, katılım ( iştirak )nafakası istemine ilişkindir.

A- DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı, davalı ile 14.5.2002 tarihinde boşandıklarını müşterek çocukları Ebru'nun velayetinin kendisine verildiğini, öğretmen olduğunu, boşanma ilamı ile birlikte Ebru için aylık 100.000.000 TL. katılım ( iştirak )nafakasına 23.03.2002 tarihi itibarı ile hükmedildiğini, ancak çocuğun okula başladığını, astım hastası olduğunu, hükmedilen nafakanın ve kendisinin gelirinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini ileri sürerek, aylık nafakanın 400.000.000 TL.ye çıkarılmasını istemiştir.

B- DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı mühendis olduğunu, aylık 1.250.577.099 TL. net maaş aldığını, oturduğu ev için aylık 190.000.000 TL kira ödediğini ileri sürerek, daha önce Ebru için hükmedilen 100.000.000 TL katılım ( iştirak )nafakasının yeterli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C- YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Yerel mahkemece, davalının davacıdan boşandıktan sonra başka birisi ile resmen evlenmediği, küçük Ebru'nun ilkokul 1. sınıf öğrencisi olduğu, günümüz koşulları ve ortak çocuğun paraya olan gereksinimi göz önüne alındığında aylık 300.000.000 TL. nafakanın yeterli olacağı sonucuna varılarak, daha önce hükmedilen aylık 100.000.000 TL. katılım nafakasının 300.000.000 TL.ye çıkarılarak bu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D- TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME: Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; "Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve özellikle küçüğün yaş, eğitim düzeyi ile davalının gelirindeki artışa göre, yaklaşık bir yıl önce hükmedilen nafakada yapılan iyileştirme miktarı fazla olup, TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesine uygun bulunmadığı" gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuş, Yerel Mahkeme; "çocuğun eğitimi, bakımı ve korunması ile ilgili gelişen ihtiyaçları göz önüne alındığında hükmedilen nafakanın yeterli olacağı" görüşüyle ilk hükümde direnmiştir.

E- UYUŞMAZLIK: Tarafların ortak çocukları Ebru için hükmedilen iştirak nafakasının Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde yer alan "hakkaniyet" kuralına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

b- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 6.4.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.