Mesajı Okuyun
Old 21-11-2006, 13:57   #1
cLaW

 
Varsayılan yaşam ve ölüm üzerine...

hayat hep birlikte olma çabalarının yalnız kalmaların kayalarında parçalanısından ibarettir diyordu biri peki yaşamak ve ölmek sebep sonuç ilişkisinde ise,ve ölüm yaşantımızın haklı bir sonucuysa yaşamak icin sebeplerimiz neler?aslında çok ta sevmedigimiz bir hayata çogu zaman kıyısından köşesinden tutunuruz,bir mut ararız bizi baglayacak..bir yerden baktıgımızda aslında kedinin fare ile oynadıgı gibi oynar ne büyük ironidir bu!düsünmeden yasarız cogu zaman düsündügümüzde de aman be bosver deriz,koca dünyada ben merkezli yasamaya calısırken evrende cok ufak bir nokta olmak kacıs noktamızdır cogu zaman,yalnız degiliz diye kendimizi avuturuz..aslında o kadar yalnızız ki..söylesenize kim cift doguyor anne karnından ya da kim mezara iki kisi gömülüyor?kendimizi kandırıyoruz sanki -mış gibi yapıyoruz...ama kabullenemiyorz yalnız olmayı,iliskilerimiz oluyor bir yerden sonra hayatımız,degilmi ki biz ölüyoruz ilişkilerimiz nasıl kalsın?ve bitiremediklerimiz(iliskilerimiz) boguyor bizi,kacmaya calıstıgımız anlarda sorumluluklarımız ya da baska sebepler yakalıyor ve keşke ler başlıyor etrafımızı sarmaya sonra yasamamıs olmayı diliyoruz caresizce..
peki ya ölüm?en sıkı dostumuz gibi sarıldıgımız hayatımızda çokta haketmedigimiz bir tekedişmi ya da terkedilişmi?
aslında sormak istedigim cok soru var,ne yazıkki hayat herzaman sevincli olmuyor..

p.s:
1)f klavyede yazamadıgım icin klavyeyi q ya cevirdim imla ve yazım hataları icin özürdilerim
2)katil dogsam ilk kendimi öldürürdüm diyorum//ve tüm ölüleri alınlarından öpüyorum..ipek kelebegin kürtajıdır ben hep bunu söylüyorum..
3)acısız yasam sevincsiz hüzünsüz yasam nesesizdir(nietzche)