|
|
|
|
Şöyle düşünüyorum; öncelikle manevi tazminata neden olan olay belirlenmeli (özellikle kusurun ağırlığı). Aldatılma kişilik haklarına ağır zarar vermiştir. Yüksek bir tazminatı gerektirir (tazminatın kapsamını). Ve bu somut değerlendirmeyi, zarar veren kişi mal varlığı itibarı ile de karşılayabilecek durumda ise, manevi tazminatın miktarını gerçekçi(durumun gereğini) tutmak gerekir.
En katılımcı saygılarımla,
|
|
|
|
|
|
Katılımınız için teşekkürler
Düşüncenize katılıyorum ve tam da altını çizdiğim hususla ilgili konunun tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Şöyle ki;
(sizin anlatımınızla yola çıkarak)
*manevi tazminata neden olan olay belirlendi
** kişilik haklarına ağır zarar verdiği ve tazminatı gerektirdiği de belirlendi
*** somut değerlendirmede bu zarar 100.000 TL
şimdi karşımızdaki kişinin (davalının) durumuna göre belirleme yapacağız
.
Somutlaştıralım: 100.000 TL- 50.000 TL - 20.000 TL v.s. oysa ki zarar 100.000 TL
düzenlemenin ne gibi bir anlamı ve ehemmiyeti var?
Tekrar teşekkürler,
Saygılar...