Mesajı Okuyun
Old 28-03-2007, 17:48   #5
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/9564

K. 2005/13012

T. 12.12.2005

• ÖLÜM AYLIĞI ALAN HAK SAHİBİNİN EŞİNDEN AYLIK ALMASI ( Davacının Bağ-Kur'dan Aldığı Aylığın Kendi Çalışmasından Kaynaklanmadığı Eşinin Ölümü Nedeniyle Hak Sahibi Olarak Ölüm Aylığı Olduğu Anlaşıldığından Davacıya Bağlanan Ölüm Aylığı Kesilemeyeceği )

• ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI ( Aylığın Kendi Çalışmasından Kaynaklanmadığı Eşinin Ölümü Nedeniyle Hak Sahibi Olarak Ölüm Aylığı Olduğu Anlaşıldığından Davacıya Bağlanan Ölüm Aylığı Kesilemeyeceği )

• ÖLÜM AYLIĞININ KESİLME NEDENLERİ ( Evlenme Sosyal Sigortaya Emekli Sandıklarına Tabi Çalışma veya Kendi Çalışmalarından Dolayı Buralardan Gelir veya Aylık Alma Halleri Olduğu )

506/m.68,Geç.91


ÖZET : 506 sayılı Yasaya göre, kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıkların kesilmesi halleri; evlenme, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışma veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık alma halleri ile sınırlandırılmıştır.
Davacının Bağ-Kur'dan aldığı aylığın, kendi çalışmasından kaynaklanmadığı, eşinin ölümü nedeniyle hak sahibi olarak ölüm aylığı olduğu anlaşıldığından, 506 sayılı Yasaya eklenen geçici 91. maddesi uyarınca, davacıya bağlanan ölüm aylığı kesilemez.
DAVA : Davacı, babası Müslüm'den aldığı yetim aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davalı avukatı ve davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Sosyal Sigortalar Kurumunun temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacıya, eşinin 04.03.2003 tarihinde ölümünden sonra SSK sigortalısı olan babası nedeniyle hak sahibi olarak 01.04.2003 tarihinden geçerli olmak üzere bağlanan ölüm aylığı, Bağ-Kur sigortalısı olan eşinden dolayı Bağ-Kur'dan ölüm aylığı aldığının saptanmasıyla iptal edilmiş olup, mahkemece 506 sayılı Yasanın 68. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.
Ölüm sigortası kolundan çocuklara aylık bağlanmasına ilişkin 506 sayılı Yasanın 68. maddesinde "...yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almaları kız çocuklarına..." ölüm aylığı bağlanacağı öngörülmüş olup; anılan hüküm karşısında karar tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uyarınca Bağ-Kur'dan aylık aldığı anlaşılan davacının ölüm aylığının kesilmesine dair Kurum işlemi yerindedir. Ne var ki; karar tarihinden sonra 02.07.2005 tarih 5386 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ile Sosyal Sigortalar Kanununa eklenen Geçici 91. madde ile yeni düzenleme getirilmiş, anılan maddede "06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıklar, bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları halleri hariç olmak üzere geri alınmaz. Buralardan, yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıkları kesme veya durdurma tarihi itibariyle talep şartı aranmaksızın yeniden başlatılır..." hükmü öngörülmüştür. Buna göre; kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıkların kesilmesi halleri; evlenme, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışma veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık alma halleri ile sınırlandırılmıştır. Davacının Bağ-Kur'dan aldığı aylığın, kendi çalışmasından kaynaklanmadığı, Bağ-Kur sigortalısı eşinin ölümü nedeniyle hak sahibi olarak bağlanan ölüm aylığı olduğu anlaşıldığından 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi olan davacıya bağlanan ölüm aylığı kesilemez. Açıklanan maddi ve hukuki ilkeler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx