Mesajı Okuyun
Old 22-09-2006, 14:00   #3
Av.Selçuk Öner

 
Varsayılan

Bu davayı salt düşünce özgürlüğü açısından incelememiz yeterli değildir. Olayın başka yönleri de vardır ve bunların da tartışılması gerekir.
1. Dava karara çıkmıştır ama kesinleşmemiştir. Kesinleşmemiş mahkeme kararı hakkında yürütme gücünün yorum yapması yargının bağımsızlığını zedelemez mi? Bu tür davranışlar diğer yurttaşların, özellikle basın kuruluşlarının da serbestçe kesinleşmemiş mahkeme kararlarını tartışması yolunu açmaz mı?
2. Duruşmaları izleyen yabancıların, duruşmalarda kendi örf ve adetlerine göre hareket etmeleri ne derecede uygundur. Türk Mahkemelerindeki yargılama kuralları ve mahkemedeki davranış biçimleri yabancılar için de kural değil midir? Yabancıya örf ve adetinin farklı olması nedeniyle gösterilen hoşgörü, örneğin uzun yıllar yurt dışında kalan ve Türk adetlerine uzak kalmış bir Türk'e de gösterilecek midir? Mahkemede bacak bacak üstüne atarak duruşmayı izlemesine izin verilecek midir? Kuralların uygulanması kişilere göre farklı olabilir mi?
3. Yargılaması yapılan diğer yurttaşlar hakkında da tek celsede karar verilmesi mümkün olabilecek midir? Yoksa sadece AB nin ve ABD nin ilgi gösterdiği davalarda mı tek celsede karar verilecektir?
4. Yabancıların bazı davalarda "gözlemci" gibi hazır bulunmaları, hatta bazılarının daha da ileri giderek yargı aşamasındaki ara kararlarını eleştirmeleri bağımsız yargı ile ne ölçüde bağdaşır?
Bu davaya bu ve benzer açılardan da yaklaşmak ve olayı tüm yönleri ile tartışmak gerektiği kanaatindeyim. Yargının idare ve özellikle yabancı ülkelerin etkilerinden uzak çalışması bağımsızlığın olmazsa olmaz koşullarından birisidir.
Saygılarımla.Av.S.Öner