Mesajı Okuyun
Old 23-12-2010, 10:45   #258
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
Süreyi zaman aşımı süresi olarak nitelendiriyorum: nitelendirdim.
Ne olacak şimdi?
İşlem yapacakları bağlayan idarenin iç işleyişiyle ilgili kurallar ile zamanaşımı konusundaki kuralları karıştırmamak gerekir.

İdarenin iş işleyişiyle ilgili kurallar zamanaşımı olarak nitelendirilemez. Bu tür kurallar sanığa zamanaşımı yönünde bir hak kazandırmaz. Zamanaşımı kuralları Kabahatler Kanunu’nda yazılıdır.

İdarenin iç işleyişiyle ilgili kurallara uymayan memur bu ihmali nedeniyle sonucuna katlanır ama cezalandırılan kişi bu kural aykırılığından kendine pay çıkaramaz. Herkes hak ettiğini bulmalı.

Sayın Av.Nevra Öksüz’ün mesajlarındaki isabetli görüşüne inanmayanlar için aşağıda Danıştay’ın görüşünü aktarıyorum. Kanunlar kararlar kadar inandırıcı olmuyor.

Saygılarımla

T.C.

DANIŞTAY

8. DAİRE

E. 1991/1370

K. 1991/1358

T. 17.9.1991

• DİSİPLİN AMİRLERİNİN CEZAYA KARAR VERME SÜRESİ ( Sürenin Niteliği ve Süreden Sonra Verilen Cezanın Geçerliliği )

• DİSİPLİN CEZALARINDA KARAR VERME SÜRESİ ( Sürenin Niteliği ve Süre Geçirildikten Sonra Verilen Cezanın Geçerliliği )

• CEZANIN GEÇERLİLİĞİ ( Disiplin Soruşturmasında Tanınan Karar Verme Süresinden Sonra Cezaya Karar Verilmesi )

657/m.128

ÖZET : Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde VERMEK ZORUNDADIR. Ancak bu süre, idarenin içişleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
İstemin Özeti: Davacının İstanbul ... İlkokulu Müdürlüğü görevinde bulunduğu sırada yapılan bir soruşturma sonucu 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 5.5.1987 günlü 410/6473 sayılı işlemin iptali isteği ile açılan davada; 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 128. maddesi birinci bendi uyarınca soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde karar verilmediği gerekçesiyle iptal eden, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 23.3.1989 günlü 418 sayılı kararının; ceza verilebilmesi için yasada kural ve amirlere tanınan sürelerin işin sürüncemede bırakılmaması, memurun baskı altında tutulmamasına yönelik olduğu, 15 günlük sürenin geçirilerek karar verilmiş olmasının işlemi kusurlandırmayacağı, Danıştay kararlarının da bu yönde olduğu öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının, 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: C.Y.
Danıştay Savcısı A.O.`nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay`ın; a - Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b - Hukuka aykırı karar verilmesi, c - Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, davacıya disiplin cezası verilmesine ilişkindir.
657 Sayılı Devlet Memurları Yasasının 128. maddcsi ( 1. ) bendinde "Disiplin amirlerinin, uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını, soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde vermek zorunda oldukları belirtilmiş, 127. maddesinde ise, ceza verme yetkisinin hangi durumlarda zamanaşımına uğrayacağı kuralı yer almıştır.
İki kuralın birlikte incelenmesinden; ilgilinin son savunması da alınarak her türlü usul ve işlemleri tamamlanmış olan bir soruşturmada disiplin amiri veya kurulunun kararını belli süre içinde vermemesi durumunda, hakkında soruşturma açılanların tedirgin olacağı ve uzun süre baskı altında tutulmalarının önlenmesi amacıyla 15 gün içinde karar verilmesi zorunluluğunun getirildiği, bu sürenin ceza verme yetkisini kaldıran bir niteliği bulunmadığı, aksine disiplin amiri ve kurullarını kısa sürede karar vermeye zorlayıcı nitelikte olduğu bu sürenin dışında karar verilmesinin disiplin cezasını kusurlandırıcı bir durum olamayacağı, sadece, ilgili amir veya kurulun görevini belli süre içinde yapmaması nedeniyle sorumluluğunun doğacağı açıktır.
Yasanın 128. maddesinde disiplin amiri veya kurullarına karar vermek için tanınan süreler, idarenin içişleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık olmadığı gözetilmeden dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 17.9.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.
(Kaynak : Kazancı)