Mesajı Okuyun
Old 05-05-2011, 20:45   #15
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan imar para cezasına itirazda yargı yolu

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Aradan geçen zaman içinde Anayasa Mahkemesi kararları değişti, Kanun değişti, düzen değişti:

17.12.2009 tarihli değişiklik sonrasında İmar Kanunu'nun 42.maddesine göre verilen cezalara karşı 15 gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulması gerekir.

Aksini düşünen varsa tartışalım. Siz neden aksini düşündüğünüzü yazınız, ben de bu nedene yanıt vereyim. Yoksa şimdi hemen gelişmelerin hepsini birden anlatırsam dinlerken canınız sıkılır.

Bir davamda gelişmeleri şöyle belirtmiştim.

3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin beşinci fıkrasının birinci tümcesinde yer alan, imar para cezalarına karşı cezanın tebliğinden itibaren yedi gün içinde sulh ceza mahkemesine itiraz edilebileceğine ilişkin kural; uyuşmazlığın çözümünün idarî yargının görev alanına girdiği, idarî yargının görevine giren bir uyuşmazlığın çözümünde adlî yargının görevlendirilmesi konusunda yasakoyucunun mutlak bir takdir hakkı bulunmadığı, yıkım ve para cezasını içeren bir idarî işlemin bir bölümünün idarî yargının, diğer bir bölümünün ise adlî yargının denetimine bırakılmasında kamu yararı bulunmadığı gerekçesiyle, Anayasa Mahkemesi'nin 1996/72 e. 1997/51 k. sayılı ve 15.05.1997 tarihli kararı ile karar yayınlandığı tarihten 6 ay sonra yürürlüğe girmek üzere iptal edilmiştir. Karar, 01.02.2001 tarih ve 24305 sayılı Resmi Gazete'de yayınlamış, yasama organınca bu konuda bir düzenleme yapılmamıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesi; 2002/9 e. 2002/17 k. sayılı ve 27.05.2002 tarihli kararı ile imar para cezalarına ilişkin Yasa'daki görev hükmünün 1.8.2001 tarihinde yürürlükten kalktığını ve kural olarak, idare hukukunun müeyyidesi olan idari para cezalarından doğan uyuşmazlıklarda idari yargı yerlerinin görevli olduğuna göre imar para cezasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde dahi idari yargı yerinin görevli olduğunu ve görev kuralının geçmişe etkili olacağı yolundaki genel hukuk ilkesinin geçerliliğini belirtmiştir.

01.06.2005 tarihinde, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun yürürlüğe girmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nce, sözü edilen Kanunun diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımlar ile bunlara karşı yapılacak itirazlara ilişkin görev hükümleri üzerindeki etkisinin incelenmesi sonucunda; diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımın, dayanağı olan yasanın amacı dikkate alınarak; Kabahatler Kanunu’nun 1, 2, 16 ve 19. maddelerinde belirtilen koşulları taşıması, 27. maddenin (1) numaralı bendinde belirtilen idari yaptırımlardan olması halinde, idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin olanlarına karşı 1.6.2005 tarihinden sonra yapılacak itirazlarda sulh ceza mahkemelerinin genel görevli kılındığına ve bu nedenle doğan görev uyuşmazlıklarında adli yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.( Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 2005/76 e. 2005/102 k. sayılı ve 21.11.2005 tarihli kararı )

Daha sonra, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Genel kanun niteliği” başlıklı 3. maddesi, Anayasa Mahkemesi’nin 2005/108 e. 2006/35 k. sayılı ve 1.3.2006 tarihli kararıyla iptal edilmiş; gerekçeli karar 22.7.2006 gün ve 26236 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve iptal hükmünün, kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş; yasama organı tarafından iptal hükmü doğrultusunda yasal düzenleme yapılmadığı süreçte, anılan madde hükmünün yürürlükte bulunduğu düşüncesiyle, aynı doğrultuda karar verilmeye devam edilmiş; yasama organı tarafından, Anayasa Mahkemesi’nce verilen altı aylık süre içinde iptal hükmü doğrultusunda yasal düzenleme yapılması halinde ise, işaret edilen yargı yerinin yeni düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren görevli olacağı belirtilmiştir. (Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 2006/127 e. 2006/141 k. sayılı ve 02.10.2006 tarihli kararı)

Son olarak, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 üncü maddesini değiştiren, 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesinde,

“(1) Bu Kanunun;

a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanır.” denilmiştir.

Kabahatler Kanunu'nun 27. maddesine, 5560 sayılı Kanun ile eklenen sekizinci fıkrada ise;

“(EKLENMİŞ FIKRA RGT:19.12.2006 RGNO:26381 KANUN NO:5560/34)
(8) İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür.”

düzenlemesi ile Kabahatler Kanunu'ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı ve yukarıda özetlenen gelişime aykırılık oluşturan durum giderilmeye çalışılmıştır.

19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre, Kabahatler Kanunu’nun; İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı ancak; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği anlaşılmaktadır. (Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 2007/27 e. 2007/84 k. sayılı ve 04.06.2007 tarihli kararı bu doğrultudadır.)

Sevgi ve saygılarımla.