Mesajı Okuyun
Old 24-01-2007, 01:54   #2
mutlakadalet

 
Varsayılan

Sayın Dark, sormuş olduğunuz soruya yanıt verebilmek için, bu kişiler arasında iştirak iradesinin olup olmadığına bakmak gerekecektir. Bu bakımdan çeşitli varsayımlar altında belirlemeler yaparsak:

1- Söz konusu kişiler arasında, adam öldürmeye ilişkin olarak iştirak iradesi varsa, dört kişiden dördü de TCK m.37 bağlamında adam öldürme suçundan sorumlu olacaktır.

2- Söz konusu kişiler arasında, yaralamaya yahut tehdide ilişkin bir iştirak iradesi varsa, ölüm sonucundan sorumlu olacaklar; bu iştirak iradesine aykırı olarak hareket sergilemiş bulunanlardır; ancak iştirak iradesini aşan, bu şeriklerin davranışları diğer şerikler tarafından öngörülebilecek nitelikte ise, o zaman diğer şerikler de söz konusu sonuçtan sorumlu olacaklardır.

3- Soruda verilmiş bilgilere baktığımızda, elimizde şu veriler var:

a- Adam öldürme fiili
b- Bu fiili gerçekleştirdiğini düşündüğümüz dört fail

Bu duruma ilişkin olarak yanıt vermeden önce, benzer bir olayla konuyu genişletip, Yargıtay’ın tutumundan bahsedip, olması gerekenin ne yönde olduğuna ilişkin olarak belirlemeler yapalım.

İki kişi birbirinden habersiz olarak öldürmek istedikleri bir kişiye, aynı anda, silahlarıyla ateş ederler. Öldürülmek istenen kişi ölür; ancak bu kişinin, hangi şahsın silahından çıkan kurşunla öldüğü tespit edilemez. Yargıtay, bu durumda, her iki kişiye de adam öldürme suçunun cezasını verip, belli bir miktar indirim yapmaktaydı; ancak bu tutum, bir tarafı ödüllendirip, diğer tarafı cezalandırdığı gerekçesiyle eleştirilmiş ve şu yönde bir karar verilmesi gerektiği savunulmuştur. İlgili olayda “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesi gereğince, adam öldürmenin tam cezasından sorumlu tutulmamalı. Söz konusu olayda bilinen, iki failin de öldürmek kastıyla hareket ettiğidir. Şu halde her iki fail de adam öldürmeye teşebbüsten sorumlu tutulmalıdır. Sizin vermiş olduğunuz örnekle bağlantı kurmaya çalışırsak; vermiş olduğum örnekte, faillerin birbirlerinden haberleri dahi yoktur; ancak sizin vermiş olduğunuz örnekte, failler, omuz omuza hareket etmektedir. Şu durumda dört failin aralarında iştirak iradesinin olmadığını iddia etmek güçtür; bununla birlikte çeşitli varsayımları değerlendirdiğimiz için, iştirak iradesinin olmadığını kabul edersek; dört faili de adam öldürmeye teşebbüsten sorumlu tutarız; ancak biraz önce de belirttiğim üzere, bu kişiler arasında iştirak iradesinin olması, kuvvetle muhtemeldir. Şu halde iştirak iradesinin ne yönde olduğuna bakmak gerekir. Şayet iştirak iradesi, adam öldürmeye ilişkin ise 1 numaralı seçenekte vermiş olduğu yanıt, yaralamaya yahut tehdide ilişkin ise 2 numaralı seçenekte vermiş olduğum yanıt uygulanmalıdır.

Sizin belirttiğiniz “yardım etme”’den sorumlu tutmak ise, hiçbir varsayım altında mümkün değildir. Mümkün değildir; çünkü ilgili olayda dört kişi de bizatihi fail olarak olaya karışmıştır. Şayet ilgili olayda üç kişi fail olarak yer alsa da 4.kişi bu kişilere bıçak temin etse, bu 4.kişiyi madde 39, fıkra 2, (b) bendi gereğince “yardım etme”’den sorumlu tutabilirdik.

Saygılarımla