Mesajı Okuyun
Old 07-02-2003, 15:40   #8
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Dilbirliğinin konuya ilişkin olarak gruba göndermiş olduğu
e-mail i izni alınarak aşağıda sunulmuştur.
------------------------------------------------------------------------------------



Sayin Kayar,

Kanun ile ilgili bu sizin belirtmis oldugunuz
endiseleri, daha önce saniyorum yine bu forumda dile
getirmistim.


Maalesef kanun aynen tasarida oldugu gibi yürürlük kazandi.

Ancak ben söyle diyorum. En azindan Hic yoktan iyidir. Böyle
baslansin, zaman icerisnde Türk Örf ve adetlerine göre
bu mahkeme cesidi de sistem icerisinde oturur.

Sorularinizla ilgili olarak size Alman Hukukundan
cevap vereyim.

Alman Hukukunda Hakimlerin, Aile mahkemelerine
atanmalri icin hic bir özel sart yok. Ancak bu
mahkemelerde calisacak olan hakimler zaten genelde
Hukuk Egitimi sirasindan agirlikli olarak Aile Hukuku
egitimi alan ve kendisini bu yönde yetistiren hakimler
arasindan ataniyor. Yani hakim, ilgi alanina göre
hangi alanda calisacagini kendisi tercih ediyor.

Ayni sey Psikologlar icinde gecerli. Hatta ben bu tür
uygulamada, zaman zaman tarafsizlik ilkesinin
zedelenecigi kanaatindeyim. Duygusallik her nekadar
geriplanda kalmasi gerekirsede, zaman zaman ön plana
cikacaktir.

Ücüncü sorunuzun cevabina ise, kanunun maddesinin
yorumundan hareketle, bunun hakimin takdirinde
bulundugunu söyleyebilirim. Eger hakim olayin önüne
getirilis bicimine göre, esleri uyarmasi gerekiyorsa,
bunu yapmasi gerekir. Yani zorunlu bir sürec degil,
her olayin kendi özelligi icerisinde, hakimin
kendisinin re'sen degerlendirip karar vermesi gereken
bir durum olarak görüyorum.

Umarim sorulariniza bir nebze olsun aciklik getirdim.

Calismalarinizda basarilar diliyorum.

Muhterem Dilbirligi
Almanya