Mesajı Okuyun
Old 21-08-2009, 10:03   #9
Av.Ferahfeza

 
Varsayılan

"...1 Ocak 1997’de Kaliforniya eyaleti kararını verdi. Bundan böyle, pedofiller öncelikli olmak üzere, cinsel suç işleyenlere, şartlı tahliye edildiklerinde haftada bir kez Depo-Provera iğnesi yapılacaktı. Suçu ilk kez işlemişlerin gönüllü olması bekleniyordu. Tekrarlayanlara ise zorunluydu. Kimyasal kısırlaştırma yasası çıkartılmadan önce defalarca denenmiş ve düzenli biçimde Depo-Provera yapılan cinsel suç faillerinin, bu suçu yeniden işlemedikleri görülmüştü. İlacın etkisi basitti. Testosteron salgılanmasını durduruyordu.

Kimyasal kısırlaştırma, suçla mücadelede bir devrim olarak algılandı. Çünkü asırlardır kadın ve çocukların ırzına geçenlere uygulanan cerrahi kısırlaştırmadan (örneğin testislerin çıkartılması) çok daha insancıldı. Depo-Provera uygulaması Kaliforniya’dan sonra Florida, Georgia, Louisiana, Montana, Oregon, Teksas, Wisconsin ve diğer eyaletlerde yasalaştı. Ardından Kanada, İsrail, Danimarka, Norveç, İsviçre ve Almanya cerrahi kısırlaşmayı terk edip, bu yönteme geçti.

1980’de Fransa’nın cinsel suçtan hüküm giymiş 1100 mahkumu vardı. Bunlar tüm mahkumların sadece yüzde 5’ini oluşturuyordu. Aradan 14 yıl geçtiğinde, bu suç tipinden ceza alanların sayısı 8 bin 200’e yükseldi. Artık tüm mahkumlar içerisindeki oranları yüzde 22’ydi. İşin kötüsü bunların dörtte üçü, küçük yaştakilere saldırmıştı, pedofildiler. Ocak 2005’te Fransa kararını verdi ve ilk olarak 48 pedofil üzerinde kimyasal kısırlaştırmayı denemeye başladı. Bir yıl sonra Yeni Zelanda.

Şimdi piyasada Decapeptyl-CR (Triptorelin) gibi yeni ilaçlar var. Tahliye olanlara, haftada bir yerine, ayda bir iğne yapılıyor, testosteronları azaltılıyor, böylelikle yeniden birisine tecavüz etmeleri engellenmeye çalışılıyor..."

Sevil ATASOY Hürriyet
01.10.2006