Mesajı Okuyun
Old 17-08-2009, 14:24   #1
Av.Ferahfeza

 
Varsayılan Tecavüzcüye Kimyasal Kısırlaştırma

Tecavüzcüye kimyasal kısırlaştırma geliyor

Kazete, AKP’li iki kadın milletvekili Dedegil ve Asan’ın ortak yürüttükleri "Eylem Planı"nda öne çıkan tecavüz suçlularının kimyasal kastrasyonu (hap ile hadım edilmeleri) önerisini tartışmaya açtı
SON yıllarda ülkemizde de Kadın örgütlerinin ve insiyatiflerinin çabalarıyla görünür kılınan tecavüz ve aile içi cinsel taciz (ensest) suçlularının kısırlaştırılmasını öngören yasal çalışma yürütülüyor.
Halen Avrupa’da 7 ülkede Amerika Birleşik Devletleri’nin 11 eyaletinde, taciz ve tecavüz suçlularının kimyasal ya da biyolojik yöntemle kısırlaştırılması, son olarak İtalya’da Bürokrasiyi Azaltma Bakanı Roberta Calderoli tarafından gündeme getirildi.
Ülkemizde ise Caldorili’nin bu yöndeki çalışmalarını örnek alan Ak Parti’nin iki kadın milletvekili de benzer bir öneriyi Meclis gündemine getirmeye hazırlanıyor.
Bir yıldan beri kadın ve çocuklara yönelik suçlarla ilgili "Eylem Planı" hazırlayan TBMM Akdeniz Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanı Doç.Dr. Aşkın Asan ile TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Alev Dedegil Kazete’nin sorularını yanıtladı.
Çalışmalarında çocuklara karşı işlenen tecavüz suçlarında ‘Kimyasal kastrasyon’, yani suçlulara hap içirerek kimyasal yolla hadım etme yöntemine ağırlıklı olarak yer verildiğini belirten Alev Dedegil şunları söyledi:
"Kimyasal kastrasyon, Amerika’nın 11 eyaletinde Avrupa’nın 7 ülkesinde denenen ve tartışılan bir konu. Bizim icadımız değil. İtalya’da da tartışılıyor şu günlerde. Biz de çocuklar için işlenen tecavüzler, tacizler için düşündük. Düşündük ki yargılamak, hapse atmak çare değil. Kendileri de söylüyorlar zaten, çok utandıklarını pişman olduklarını. Evet, bu bir hastalık ve tedavi edilmesi gerekir.
CEZA YETERLİ DEĞİL
Cezaların amacı, caydırıcılık ve hem mağdurun hem de kamu vicdanının rahatlatılmasıdır. Yani yapanın yanına kâr kalmaması meselesi. Sadece cezalarla bu işin altından kalkmaya çalışmak ne kadar anlamlı bilemiyoruz. Cezaevinden çıkan failin, aynı suçu tekrar işleme ihtimali her zaman var, biliyorsunuz. İnfaz Yasası’ndan yararlanıp çıkanları görüyoruz…
Biz diyoruz ki neden çocuklarımızın hayatı kadere, şansa bırakılsın, ya da birinin insafına, inayetine terk edelim onları. Ebeveyn olarak, toplum olarak, devlet olarak tedbir almakla yükümlüyüz. Bu nedenle ağır pedofili hastalıklarında ve suçun tekerrüründe; kimyasal kastrasyonu gündeme getirdik. Yani fail, birincisinde ceza almasına rağmen gidip ikinci kez yaptığında, ağır pedofili varsa kimyasal kastrasyonun uygulanmasını istiyoruz. "
İNSANLAR KORKUYOR
Dedegil, kararlı konuştu : "Bir problemle karşılaştığınızda donanımlarınız dahi mücadeleye yetmiyor. Siyaset bilimi okumuş ve 10 yıldır siyaset yapan biri olmama rağmen, bu konuda araştırma yaparken bilmediğim çok şey olduğunu gördüm. Vatandaş ne yapsın. İnsanlarda korku var. Bir vatandaş, işlenen böyle bir eylemin, mağdurun hayatına nasıl bir geri dönüşü olacağını nereden bilsin. Sonuçta hayatlarla oynanıyor. Bir suç, zincirleme suçlar doğuruyor. Donanımı yetse de insanlar, ahlaki olarak altından kalkamıyorlar. "Kol kırılsın yen içinde kalsın!" durumu oluyor ama yaşananların yarattığı travma, 20 yıl sonra da ortaya çıkabiliyor. Sonra diyelim ki, çocuk veya kadın, ruhen ve bedenen zarar görmedi. Milyarda bir böyle bir ihtimal olduğunu varsayalım. Ne yapacağız? Hoş mu göreceğiz?"
Türk Ceza Kanunu’nda, ‘Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar’ için sadece hapis, para cezası ve tutukluluk gibi yaptırımlar önerildiğini vurgulayan Dedegil, "Ceza sadece insanı hapse koymak ya da parasını almak olmamalı! " dedi. Dedegil, ceza skalası için düşündükleri önerilerden birincisinin ‘kimyasal kastrasyon’, ikincisinin ‘kariyer sıfırlaması’, üçüncüsünün de ‘çalışma yasakları’ olduğunu belirtti ve "Kimyasal kastrasyonun insan hakları açısından çok tartışma yaratacağını düşünmüyorum. Çünkü biyolojik kastrasyondan farklı bir şey. Sonuçta insanın cinsel aktivitesini bitirmiyor; kendi başına bir ilişkiyi başlatmasını engelliyor. Bir çocuk ya da kadın gördüğünde tahrik olmayı engelliyor. ‘Pedofili bir hastalıksa işte sana ilacı, tedavisi’ diyoruz. Bizim düşüncemiz çocuklara yönelik suçlar için, ama yasa yapıcı bunun kapsamını genişletip cinsel suçların tamamını kapsama alabilir" dedi. Dedegil, ‘Kariyer sıfırlaması’ ile bu suçları işleyenlerin diplomalarının iptalini, ‘Çalışma yasağı’ile kamuda ve özel sektörde çocukların olduğu yerlerde iş verilmemesini önerdiklerini söyledi.
EYLEM PLANININ EĞİTİM BOYUTU
Eylem Plânının " Eğitim" ayağı ile ilgili çalışmaları yürüten AKP Milletvekili ve TBMM Akdeniz Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanı Doç.Dr. Aşkın Asan ise
"Ne yazık ki yasa yapmak çok fazla değiştirmiyor sonucu. Uygulama boyutu sorunlar için çok fazla çözücü olmuyor. Önemli olan farkındalığı toplumda yaymak. Burada bunun odağı olan çocuklarımızın da eğitilmesi gerekiyor" dedi.
Cinsel taciz ve ensest eğitiminin tüm alanlarda gerçekleştirilmesi gereğine dikkati çeken Asan şöyle devam etti.
" Ebeveyn eğitimi şart. Polislerin, bu konuya bakan hakimlerin eğitimi de çok çok önemli. Bu nedenle biz kapsamlı bir eylem plânı hazırladık. Eğitim fakültelerimizle iletişime geçtik. Bu aşamada, eğitime verilecek olan öğretmenlerin de yetiştirileceği bir müfredat programı hazırlanacak. Tabii, bunların hepsi gelişmiş toplumlarda var. ‘İyi dokunma’, ‘Kötü dokunma’, ‘Gizli dokunma’ nedir? Çocuklara öğretiliyor. Çocuklara, bu gibi sorunlarla karşılaştıklarında kime söylemeleri gerektiğinin eğitimi veriliyor. Bizim ülkemizde bu eğitimin olmaması büyük bir sorun. Şimdi hazırladığımız ‘Eylem Plânı’ kapsamında eğitim fakültelerimiz çok güzel bir çalışma içindeler. Ben konunun eğitim boyutuyla ilgileniyorum."