Mesajı Okuyun
Old 03-12-2006, 00:23   #7
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Tahrik edici soru

Efenim,
Evvela sualiniz çok tahrik edici mahiyettedir; çünkü, hakim olsaydınız diye soruyorsunuz. İnsan bir anda kendini o koltukta sanıyor; hani şu bir söz vardı: "bazı makamlar vardır kişiye bir şey katar, bazı kişiler vardır makama bir şey katar."

Şimdi,
o koltuğa oturunca kendimde bazı tebdiller hisseylemeye başladım; ellerim terledi, yanaklarım kızardı, burnum kaf dağının arkasına bakar oldu, ses tonum değişerek mırıltılı konuşur oldum, içimden bir ses :

"ey hakim efendi, bak, şincik önüne gelen hadise çok mühim iki ayrı gibi görünen hadisedir, dikkat eyle, ilk hadise bir vetandaş daha doğrusu tebadan birinin gafleti sayılır, devlet dur diyecekte o durmayacak ha, görür şimdi gününü;
amma, ikinci hadise öyle mi, haşa, sümmü haşa, bu hadiseye dikkat eleyesin, burada senin de maaşını aldığın ve senin zor zamanlarında da seni zordan kurtaracak şekilde aşiret dayanışması gösterecek bir memur bıçakla yaralanmış değil, tam tersine, sizin aşiretten olmayan, ve dahi, yazdığı sayfalar dolusu layihalar ve celselerdeki hal ve konuşmasiyle baş belası olduğu unutulmaması gereken avukat aşiretinden biri ve dahi muhakkak bi şey yapmıştır veya demiştir ki muhterem borçlu tahrikten belki bi karşılık vermiş olabilir, kaldı ki, benim karşımda da pek kibar duruyordu, neyse canım sen bunu evine sevk et, mahkeme çağırdığında geleceksin tamam mı diye gözünü korkut, ilerde celseler başlayınca gelir nasıl olsa; kaldı ki, yara da sonra iyileşir" diye bağırmaya başladı.

El mahkum, bendeniz de, sırf oturduğum koltuğun bana verdiği feyz, ve ilham, ve cesaret, ve ses ile şu hükmü tesis eyledim:

1- Vetandaşın tevkifine,
2- Muhterem borçlunun tevkifine mahal bulunmadığına."

Tamam kızım, kahvaltıya hemen geliyorum, annen de biraz sabah şekerlemesini çok gördü bana.