Mesajı Okuyun
Old 31-05-2007, 15:15   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sayın djazz, benzer birçok karar var ve esas kriter olarak uğranılan elem ve üzüntünün derecesini esas alıyor. Bir inceleyin istedik. İyi Çalışmalar...

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 1987/2870
Karar: 1987/5521
Karar Tarihi: 06.07.1987

ÖZET: Kardeşler için manevi tazminata hükmedilmesi, olay nedeniyle gerçekten kişisel haklarının doğrudan doğruya ağır biçimde haleldar olmalarına ve bu yüzden büyük üzüntüye uğramış olmalarına bağlıdır. Bunun dışında eylemle zarar arasında uygun neden sonuç bağının varlığını ileri sürmek mümkün değildir. Kural olarak manevi tazminat isteyemezler. Sorumluluğu olaydan zarar görenin yakın çevresini de içine alacak şekilde genişletmek mümkün değildir.

(818 S. K. m. 47)

Dava: Taraflar arasındaki yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıda bulunmaktan doğma tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 800.000 lira manevi tazminatın davacı Nahide'ye, 100.000'er liradan 300.000 lira manevi tazminatın da diğer davacılar F., Muhittin, Rukiye'ye dava tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak ödenmesine, fazlaya dair isteklerin reddine ilişkin hüküm davacılar avukatı tarafından duruşmasız, davalılar avukatı tarafından da her ne kadar duruşma istekli olarak temyiz edilmiş ise de, tebligat gideri verilmediğinden duruşma isteği dikkate alınmayarak, kağıtlar üzerinde yapılan inceleme sonunda temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği konuşuldu:

Karar: 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre davacıların tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2 - Talep, davacı gazetenin "karısını..usulü ile yakaladı" başlığı altında yazılan yazıda (Ahmet adlı bir şahsın karısının başkası ile ilişkisini teyp vasıtasıyla tespit ederek hemen aleyhine boşanma davası açtığı belirtildikten sonra, Ahmet'in karısıymışcasına resminin konulması) suretiyle kişilik haklarına yapılan saldırıdan doğan zararın tazminine ilişkindir.

Mahkemece, resmi konulan davacı Nahide'nin kardeşleri olan Muhittin ile Rukiye için de manevi tazminata hükmedilmiştir.

Kişilik hakkı, kişiye sıkı suretle bağlı haklardandır. Burada haksız fiil Nahide'ye karşı işlenmiştir. Muhittin ile Rukiye bu haksız eyleme göre üçüncü kişi durumundadır. Adı geçenlerin az ya da çok bir üzüntü ve acı duymaları mümkündür. Ancak mücerret böyle bir elem ve ızdırap kardeşler için manevi tazminata hükmedilmesini gerektirmez. Adı geçen kardeşler için manevi tazminata hükmedilmesi, bu olay nedeniyle gerçekten kişisel haklarının doğrudan doğruya ağır biçimde haleldar olmalarına ve bu yüzden büyük üzüntüye uğramış olmalarına bağlıdır. Bunun dışında eylemle zarar arasında uygun neden sonuç bağının varlığını ileri sürmek mümkün değildir. Kural olarak manevi tazminat isteyemezler. Sorumluluğu olaydan zarar görenin yakın çevresini de içine alacak şekilde genişletmek mümkün değildir.

Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin kardeş Muhittin ve Rukiye için de manevi tazminata hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarda iki nolu bentte gösterilen nedenle (BOZULMASINA), diğer temyiz itirazlarının ise bir nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harç 12.000 liradan alınması gereken onama harcı 1.500 liranın mahsubu ile geri kalan 10.500 liranın davacılar ve davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 6.7.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************