Mesajı Okuyun
Old 20-05-2020, 01:56   #2
AV.SERTANn

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/2447
Karar: 2013/4278
Karar Tarihi: 26.03.2013
Mirasbırakanın terekesi ölüm ile intikal edeceğinden ve terekenin açılmasıyla mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olacaklarından, bu tür isteklerde dava hakkı mirasbırakanın ölümüyle ortaya çıkar. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmünde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanmasında da mirasbırakının ölüm tarihi büyük önem taşır. Değinilen yasal düzenlemede, kadastro tespit tutanağında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve dava açılamayacağı hükme bağlanmıştır. Başka bir ifadeyle, dayanılan hakkın kadastro tespit tutanağının tanzim tarihinden önce doğması halinde anılan sürenin uygulama imkanına kavuşacağı açıktır. Ancak, tutanağın tanziminden sonra doğan haklara ilişkin açılan davalarda hak düşürücü sürenin uygulama yeri yoktur.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakanın kadastro tespitinden sonra öldüğü anlaşılmaktadır.

Bu durumda, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanamayacağı tartışmasızdır.
.....................................

T.C.

YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/16709
K. 2016/4697
T. 18.4.2016

Mahkemece, murisin kadastro tespitinden önce öldüğü, davanın 3402 Sayılı Kanun'un 12/3 maddesinde belirlenen 10 yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.KARAR : Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, çekişmeli taşınmazların 1977 ve 1997 yıllarında kadastro tespiti ile tescil edildiği, kök muris ...' nın tespitlerden önce 1963 yılında öldüğü, tespitlerin 1977 ve 1997 yıllarında kesinleştiği, eldeki davanın açılış tarihi itibari ile 3402 Sayılı Kanun'un 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık sürenin geçtiği saptanarak, davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.00.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 18.4.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 4 parça taşınmazın kadastro tespitinin 1972 yılında yapıldığı, miras bırakanın ise tespitten sonra 23.5.1997 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.

.................................................. .
T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/12367
K. 2010/12983
T. 8.12.2010

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 4 parça taşınmazın kadastro tespitinin 1972 yılında yapıldığı, miras bırakanın ise tespitten sonra 23.5.1997 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.Bu durumda, 3402 Sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanamayacağı tartışmasızdır. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.