Mesajı Okuyun
Old 26-04-2010, 09:42   #4
Av.Ali GÖKBAYRAK

 
Varsayılan

Tam da istediğiniz gibi bir karar diye düşünüyorum, işinize yarar umarım...

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
ESAS 2005/ 9723
KARAR 2005/ 16030

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Serdar Özersin ile davalı vekili avukat Kartal Arıkan'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

K A R A R

Davacı, 11.13.2002 tarihinde, haricen düzenlenen gayrimenkul alım-satım ve zilyetlik devir sözleşmesi ile davalı satıcı adına kayıtlı bulunan, 4 parsel sayılı taşınmaz üzerine, dava dışı müteahhit tarafından inşa edilmekte olan ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı arsa sahibine isabet eden 4 adet daireyi 480.000 Euro bedelle satın aldığını, sözleşmeyi davalı mal sahibinin babası ve aynı zamanda vekili olan dava dışı Asım Türkoğlu'nun imzaladığını, sözleşmede belirlenen satış bedelinden 450.000 Euro'yu davalının vekili olarak sözleşmeyi imzalayan Asım Türkoğlu'na ödediğini, ancak tapu kaydı verilmediği gibi ödediği bedelin de iade edilmediğini ileri sürerek 450.000 Euro'nun faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

Davalı, davacıyı tanımadığını, daire satış sözleşmesi yapmadığını, para almadığını ve taahhütte bulunmadığını, dava dışı Asım'a bir vekaletname vermiş ise de bu vekaletin resmi yoldan yapılacak satışlar için verildiğini, davacının dayandığı harici sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı için geçerli olmadığından kendisini bağlamayacağını, satıştan haberi olmadığını, davacı söz konusu parayı kime ödedi ise ondan istemesi gerektiğini, kendisine husumet düşmeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davacının dayandığı sözleşmenin geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmelerde iade borcu yükümlüsünün sözleşmeyi vekil olarak imzalayan Asım Türkoğlu'nun olduğu gerekçesiyle husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, davalının vekili ile yaptığı 13.11.2002 tarihli harici sözleşmeye dayanarak ödediği bedelin tahsili talebiyle bu davayı açmıştır. Sözleşmeyi, davalının vekili olarak babası Asım Türkoğlu imzalamıştır. Dosyada mevcut 5.1.1999 tarihinde Brüksel Başkonsolosluğunda düzenlenen vekaletname ile davalı, babası Asım'ı vekil tayin etmiş, vekalet içeriğinden de anlaşıldığı gibi taşınmaz alım-satımı dahil olmak üzere çok geniş yetkiler vermiştir. Bu yetkilere dayanılarak davalının vekili tarafından davacı ile yapılan sözleşme, harici de olsa davalıyı bağlar. Sözleşmeden doğan hak ve yükümlülükler BK.nun 32. maddesi gereğince vekil edene aittir. Öyle olunca davalı, vekilinin yaptığı sözleşmeden sorumludur. Davacının davalıya karşı dava açması da doğrudur. Açıklanan gerekçelere göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 27.10.2005 gününde oy birliği ile karar verildi.