Mesajı Okuyun
Old 09-11-2008, 20:04   #40
Gemici

 
Varsayılan


Bir sisteme karşı duyulan güven hissi o sistemi oluşturan elemanlara olan güvenle orantılıdır. Sistemi meydana getiren parçalara, elemanlara güveniniz yoksa sistemin kendisini de güveniniz olmaz. Hatalı parçaları olan araba sizi yolda bırakır. Hatalı parça ister büyük ister küçük olsun, sonuç olarak sistemin tamamının değerden düşmesine, sisteme olan güven duygusunun kaybolmasına yol açar. Sağlam ve güvenilir sistemler dört dörtlüktür, tüm parçaları birbirine uyar, birbirini tamamlar ve sistemi güvenilir kılar.

Sefere çıkacak uçaklar uçuştan önce bir güvenlik kontrolünden geçirilir, çünkü bilinir ki çürük veya iyi sıkıştrılmamış ufacık bir cıvata uçağın düşmesine yol açabilir. Çıkar yol sistemin fonksiyonunu yerine getirmesini önleyen parçayı tamir etmek veya değiştirmektir.


Alman sigorta şirketleri bundan on onbeş sene öncesine kadar yabancıların arabalarını sigorta etmezlerdi. Gerekçe olarak yabancıların eski araba aldıklarını ve bakım yapmadıklarını bu yüzden de çok kaza yaptıklarını ve sigorta şirketini zarara uğrattıklarını gösterirlerdi.

Mekanik ve elektronik sistemlerin tersine biyolojik ve sosyal sistemlerin fonksiyonlarını yerine getirebilmek için kendi kendilerini yenileme yetenekleri vardır.

Ben Türk Hukuk Sistemi’nin son zamanlarda kendisini yenilemek sancıları içinde kıvrandığını düşünüyorum. Sistemin bir kriz içinde olduğuna ve kendi kendisini yenileme sancıları çektiğine sadece dışarıdan, siyasetten, medyadan (iç ve dış basın, H. Üzmez olayı ve dış basındaki yansımaları örneğin) gelen haberler değil, sistemin kendi içinden gelen gelen (bir savcının bir hakimi ve avukatları aylar boyunca takip etmesi) uygulamalar ve uyarılar da işaret ediyor. Ben kendisi de sistemin bir elemanı olan ve bu fonksiyonundan dolayı sistemi çok iyi tanıdığını düşündüğüm ve sağ duyusuna hayran olduğum emekli bir yargıcın "Şuuyu vukundan beterdir" türünden veciz bir cümleyi, sırf medyada okuduğu ‘bir hakimin rüşvetten dolayı göz altına alındığı’ haberine dayanarak yazdığına inanmıyorum.


Sorun şu: Buzdağının sadece su üzerinde görünen kısmıyla uğraşıp kendimizi mi avutacağız, yoksa sistemin bir elemanı olarak sistemi kemiren asıl buzdağıyla mı uğraşacağız.

Hukuk sistemimize olan güven duygusunun artması için, bu sistemin elemanları olan hukukçuların güven verici olması gerekir. Bu güven duygusunu vatandaşa nasıl veririz?


Saygılarımla