Benim fikrime göre ve İİK md 50/1 ' e göre de "para ve teminat borçlarının takiplerinde borçlar kanununun hükümleri yada bir yetki sözleşmesi yapılmışsa o yer icra dairesi de yatkilidir. Sizin durumunuz da ilk halde faturada yazan icra dairesi tamamiyle yetkilidir. Keşke itirazın kaldırılmasını takibin devam etmesini sağlasaydınız. Ama itirazı kabul edip diğer icra dairesine takibinizi götürdüğünüzde zımni olarak bir yetki sözleşmesi yapılmış olur. Bu durumda borçlunun ikinci itirazı haksız haldedir. İcra müdürünün tamamen bilgisizliği de eklenince kötü bir durumla karşılaşmışsınız ne yazıkki. Şimdi bu durumda illaki itirazın kaldırılması davası ile icra mahkemesine başvuracaksınız. Ve bu davada zımni yetki sözleşmesi kurulduğunu iddia ederek karşı tarafın kötü niyetle ve icra takibini uzatmak için yetki itirazında bulunduğundan bahsedin. %40 icra inkar tazminatı isteyin. Ayrıca yerinizde olsam ikinci icra dairesi müdürü hakkında da şikayet davası açardım icra hukuk mahkemesinde. Ve son olarak şirketin ad değiştirme durumu varsa bu durum sizin takibinizi olumsuz etkilemez zira ticaret sicilinden bu şirketin eski borçlu şirketin devamı olduğunu belgelerseniz takibiniz devam eder. Ancak şirket yetkilileri şirket ismini değiştirip bu yeni isimle mallarını tasfiye etmeye ve mal kaçırmaya teşebbüs edeceklerse hemen takip sonrası ihtiyati haciz kararı alın bence takibi başlatıığınız ikinci icra dairesinin yetki alnındaki görevli hukuk mahkemesinde. kolay gelsin