Mesajı Okuyun
Old 18-10-2010, 14:01   #254
üye25928

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Zarurret halini bu kadar geniş tutmanıza dayanağınız nedir?

Haklıysanız, aç kalana, baklava neden temel besin gıdası, olmuyor?

Kolay Gelsin...


Zaruret hali, klasik suç teorisinin aksine, yeni TCK'nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisinde, kusurluluğu etkileyen bir neden (mazeret sebebi) olarak telakki edilmiştir. Halbuki, ülkemizdeki ceza hukukçuları arasında yaygın bir şekilde kabul gören klasik suç teorisinde zorunluluk hali bir "hukuka uygunluk nedeni" olarak kabul edilmektedir. (1)


Bir tabiat olayı ya da başka insanların kusurlu veya kusursuz davranışlarının sebebiyet verdikleri hadiseler de, muayyen bir fiile alakalı olarak kişinin irade kabiliyetini etkileyici bir faktör olabilir. (2)

...Böyle bir durumda bir değerler mukayesesinin yapılması gerekir. bu mukayese sonucunda tercih edilen değer şayet feda edilen değere nazaran daha üstün bir değer ise veya en azından eşit düzeyde değerler ise, failin birinci değerin korunması hususunda failin iradesinin etkilenmiş olduğunu kabul etmek gerekir. Bu mukayese normatif bir değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır. (3)

(1) (2) (3)
İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel hükümler, Ankara 2009, sayfa 379, 380, 381.

---------------------

Yeni Ceza kanununu hazırlayanlardan birisi olarak İzzet Özgenç hocanın meseleye bakış açısı bu şekilde. Yeni kanunda benimsenen teori gereğince, hukuka uygunluk sebebi olmaması, zaruret halinin uygulama alanını genişletir. Çünkü hukuka uygunluk sınırlı sayıda olabilir. Ama hocanın burada işaret ettiği "kusurluluğu etkileyen bir neden (mazeret sebebi)" kabul edilirse bu şekilde daha geniş bir uygulama alanı bulur.

İkinci paragraftan çıkardığım sonuç ise, burada zaruret halinin oluşmasına sebep olan davranışın mücbir sebep , kişinin kusurlu veya kusursuz davranışının sebep olabileceği, bu konuda bir kısıtlama yapılmadığıdır.

Üçüncü fıkrada ise zaruret halinin gerçekleşebilmesi için korunan hakların arasında önem sıralamasına gidilmesidir.

Burada şayet şartları uygulayacak olursak. Fail aç kalıyor, aç kaldığı için bir büfeden köfte yağmalıyor. Kişi burada hayatını devam ettirebilmek için açlığını bastırmak zorunda. Durum böyle olunca da açlık hissi kişinin iradesini sakatlıyor. Ve kişi açlık hissini bastırabilmek adına daha az öneme sahip bir kaç liralık bir köfte yağmalıyor.

İzzet Özgenç'in işaret ettiği üzere burada benim nazarımda zaruret hali gerçekleşmiştir. Sigara örneğinde gerçekleşmez, çünkü sigara kullanımıyla hayatın devam ettirilmesi arasında bir fark yoktur.

Sizin sorduğunuz baklava örneği ise, 1980 yıllarında Gaziantep'te bir çocuğun bir kaç kilo Antepfıstığı yağmalamasıdır. O olayda zaruret halinin varlığı tartışmalıdır. Çünkü bir kaç kilo Antepfıstığı yağmalamak (Antepfıstığının kilo fiyatını düşünürsek ve kişinin açlığını bastırma konusunda ne derece az bir etkinliğe sahip olduğunu) zaruret haline girmeye de bilir bence. Gazeteler bunu baklava olarak servis etse de işin aslında yağmalanan mal bir kaç kilo antepfıstığıdır. Ve bahsettiğiniz o olayda da bence zorunluluk halinin şartları gerçekleşmemiştir. Ama bu olayda evet, gerçekleştirmiştir.