Mesajı Okuyun
Old 11-11-2015, 14:14   #44
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

"Bırakınız son kanlı damlasına kadar, gözyaşlarınızı onun yasında tüketiniz. Atatürk'ün ölümünü görmüş olanlar, bir daha kime ağlayacaksınız?

Aylardan beri on yedi milyon, onun başucunda, bu faciayı geciktirmek için çırpındı, durdu. Bir tanrı veya kahraman mı, bir baba, dost veya kardeş mi? onunla kaybediyorduk? Hayır... Onsuz nemiz kalacaktı?

Boş sözü bırakalım: Atatürk ölmüştür. Hakikat bu! Müthiş olan bu! On yedi milyon bir günde, bir babadan öksüz kaldı.

En mesud Türkler, Atatürk yaşarken ölmüş olanlardır. Ömrümüzün ve Türk tarihinin en acı yasını tutmak talihsizliği bize düştü. Halk en büyük Türk kahramınını ordu en büyük Türk başbuğunu tarih en büyük Türk'ü kaybetti. Acının derinliğini sıcak ruh yaramız soğumaya ve uyuşan beynimiz yeniden işlemeye başlamadığı zaman anlayacağız.

Benden sonra... Benden sonra...Seneleden beri hepimiz, böyle kara bir günün ıstırabını bu iki kelimeyle gönlümüzden uzaklaştırıyoruz. Düşünmekten korkuyorduk işte onsuz kaldık...

Onsuz.. Fakat ona bin kere verdiğimiz bir tek namus sözü ile kaldık: Eserini ve davasını korumak ve yükseltmek! Bizler için hayatın bir manası varsa bu yemini yerine getirmek için yaşamaktır.

Bugün ona ağlayıp yanmak için bir tek kalbiz, yarın onun eserini ve davasını müdafaa etmek için bir tek irade gibi kaynaşacağız.

Atatürk, şimdiye kadar bilmeyenler, bu milletin seni ne kadar sevdiğini, senden sonra ismin ve eserin üzerine titrerken anlayacaklardır.

Aklımızın ve kalbimizin vazifelerini ayıralım: Ey bütün ağlaşanlar, gözyaşlarınızı birbirine kattığınız gibi, ellerinizi birbirine uzatınız. Atatürk'e yaşarken verdiğiniz sözü unutmayınız."

Falih Rıfkı Atay, ULUS, 11 Sonteşrin 1938 Ankara