Mesajı Okuyun
Old 20-06-2009, 08:54   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Kişisel Mallar-Takı

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/5855
K. 2008/3362
T. 13.3.2008

• ZİYNET EŞYASI ( Davacı Varlığını Evi Terk Ederken Bunların Zorla Elinden Alındığını ve Götürülmesine Engel Olunduğunu Evde Kaldığını İspat Yükü Altında Olduğu )

• İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Davacı Dava Konusu Ziynet Eşyasının Varlığını Evi Terk Ederken Bunların Zorla Elinden Alındığını ve Götürülmesine Engel Olunduğunu Evde Kaldığını İspat Yükü Altında Olduğu )

• EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ ( Kişisel Mallar - Davacı Dava Konusu Ziynet Eşyasını İspat Yükü Altında Olduğu )

• KİŞİSEL MALLAR ( Davacı Dava Konusu Ziynet Eşyasının Varlığını Evi Terk Ederken Bunların Zorla Elinden Alındığını ve Götürülmesine Engel Olunduğunu Evde Kaldığını İspat Yükü Altında Olduğu )

4721/m.6, 220

ÖZET : Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar ve ziynetler yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2 - Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını ispatla yükümlüdür ( M.K6 ). Ancak iddialar karşılaştığında kimin ispat yükü altında bulunduğunun tespiti her zaman kolay olmamaktadır. Bunun için gerek ilmi gerekse kazai içtihatlarda bir takım ölçülere yer verilmiştir.

a ) Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer ( Prof. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1968, sh.372; Prof. İlhan Postacıoğlu, Medeni Yargılama Usulü, 1970, sh, 464; Prof. Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü,1967, sh.449; Prof. Sabri Şakir Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1957, sh.248-249; Prof. Saim Üstündağ Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1973, sh.378 )

b ) İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir ( Prof. Saim Üstündağ, Age. 1973, sh.397 ).

c ) İspat yükü daha kolay başarana düşer ( Prof. Saim Üstündağ, Age, Federal Mahkeme Kararına atfen ).

Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadın üzerine de olması ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer.

Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev’idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür.

Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır.

Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir. Buna rağmen yukarıda yazılı ilkelerde hataya düşülerek hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bette gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.03.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kazancı Bilişim