Mesajı Okuyun
Old 24-04-2007, 10:07   #5
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sayın meslektaşımız, yetki meselesini çözüme kavuşturan bir karar ektedir... İyi çalışmalar...

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/10619
Karar: 2004/10574
Karar Tarihi: 27.09.2004

ÖZET : Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı ve davalının ikametgahları İstanbul İli Şişli İlçesi sınırları içinde olup, dava İstanbul İli Beyoğlu Mahkemesinde açılmıştır. Ne var ki, dava konusu edilen ifadeler ... Gazetesi'nin 18.06.2002 tarihli sayısında ve davalı ile yapılan röportajda söylenmiştir. Davacı, sözleri bu yayın ile öğrenmiştir. Davalı, gazete ile yaptığı röportajın yayınlanacağını bilmek durumundadır. Şu halde, yayının ulaştığı yerlerdeki mahkemeler de haksız eylem yeri olarak, eldeki bu davada yetkilidir. Öte yandan Şişli ve Beyoğlu Mahkemelerinin aynı il içinde ve birbirlerine yakın mesafelerde oluşu da gözetildiğinde davacının yetkili mahkemeyi seçmede kötü niyetli davrandığından da söz edilemez. Davanın yetkili mahkemede açıldığı gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

(1086 S. K. m. 9, 23, 27)

Dava: Davacı K. vekili Avukat A.Ç.A. tarafından, davalı E. aleyhine 30.05.2003 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının saldırıya uğramasından doğan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin yetki sizliğine dair verilen 18.11.2003 günlü kararın YARGITAY'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne ve yetkisizliğe dair kararlarda duruşma istenemeyeceğinden bu konudaki isteğin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: Dava, kişilik haklarının saldırıya uğramasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yetkisizlik kararı verilmiştir.

Davacı ve davalının ikametgahları İstanbul İli Şişli İlçesi sınırları içinde olup, dava İstanbul İli Beyoğlu Mahkemesinde açılmıştır. Ne var ki, dava konusu edilen ifadeler ... Gazetesi'nin 18.06.2002 tarihli sayısında ve davalı ile yapılan röportajda söylenmiştir. Davacı, sözleri bu yayın ile öğrenmiştir. Davalı, gazete ile yaptığı röportajın yayınlanacağını bilmek durumundadır. Şu halde, yayının ulaştığı yerlerdeki mahkemeler de haksız eylem yeri olarak, eldeki bu davada yetkilidir. Öte yandan Şişli ve Beyoğlu Mahkemelerinin aynı il içinde ve birbirlerine yakın mesafelerde oluşu da gözetildiğinde davacının yetkili mahkemeyi seçmede kötü niyetli davrandığından da söz edilemez.

Davanın yetkili mahkemede açıldığı gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27.09.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.

Davacı vekili müvekkilinin iş adamı olup İstanbul 3 Nolu DGM ve davasında yargılanmakta olduğunu, davalı E'nin de müdabil olduğunu, asılsız itham ve isnadlarda bulunduğunu, bu iddia ve isnadların 18.06.2002 tarihli Gazetesi'nde yayınlandığını ileri sürmüştür.

Davalı vekili öncelikle yetki itirazında bulunmuş, davanın ne davacının ne de kendisinin ikametgahı mahkemesinde açılmadığını ileri sürmüştür.

Mahkemece davalının yetki itirazı yerinde görülerek dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, talep halinde dosyanın Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.

Davacının temyizi üzerine karar daire çoğunluğu tarafından bozulmuş ise de bozma kararına katılamıyoruz.

Şöyle ki;

İddia edilen eylem tüm yurtta dağıtımı yapılan bir gazetede yayınlandığı için kural olarak dava yayının izlenebildiği her yerde açılabilir. Ancak bu hak sınırsız olmadığı gibi dava açılan yerin davacı ve davalı ile ilgili olmaması hali "hakkın kötüye kullanılması"dır ve yasa böyle bir davranışı himaye etmez. Aksi bu uygulama keyfiliği doğurur. Şu durumda davanın yetki yönünden reddi yerinde olduğundan bozma kararının bir nolu bendine katılamıyoruz.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************