Bu şarkımız aciz vesikasını eline alan avukat Tahsil Edemez'den icra müdürüne:
"Yazdığın son mektup şu an elimde,
Okuyup ağlıyorum her kelimede..."

Bu şarkı, taraf vekillerinden icra dosyasındaki yüklü teminata:
"Çok aşığın var diyorlar,
İnkar et, yeter bana."

Sıradaki şarkımızsa sigortalı avukat Safiye Sömürgülü'nden patronu Hicabi Mesaiyedidebiter'e:
"Eline, gözüne, dizine de dursun,
Buraya kadar sana uğurlar olsun,
Elini veren kolunu kaptırır da
Sonunda iyi gülen hep sen olursun..."

Evet, bundan sonraki şarkımız ismini vermek istemeyen bir başka sigortalı avukat arkadaşımızdan tek başına kullanabildiği "oda"sına geliyor:
"Cahildim dünyanın rengine kandım,
Hayale aldandım, boşuna yandım,
Seni ilelebet benimsin sandım,
Ölürüm sevdiğim, zehirim sensin,
Evvelim sen oldun, ahirim sensin."

Bu şarkı da Avukat Süslü Peknazik'ten, kendisini her daim listenin ön sıralarına alan mübaşir Sıtkı gürses'e geliyor:
"Benzemez kimse sana,
Tavrına kurban olayım."

Bu şarkımız Avukat Sabrettin Taşduvar'dan Yargıtay'daki dosyasına:
"Yarim senden ayrılalı
Hayli zaman oldu gel gel..."

Ve bu şarkı da dava dosyasından, kendisini almaya bir türlü gelmeyen bilirkişiye:
"Karşı karşı dururken yüzüne hasret kaldım,
Al beni, kıyamam seni..."

Ve son şarkımız, Avukat Ecrin Peksever'den yüksek değerli kadastro dosyasına geliyor:
"Fikrimin ince gülü,
Kalbimin şen bülbülü,
O gün ki gördüm seni,
Yaktın ah yaktın beni."