02-05-2007, 00:01
|
#58
|
|
Aşk, en çok yokluğu ile kendinden bahsettiren değil miydi?
Tıpkı kışın, yazın özlemi ile yaza dair ...-lerin; susuzken, suya özlem ile nehirlere, çağlayanlara, hiç olmadı bir bardak suya dair .....-lerin fikre ve zikre gelmesi gibi...
Hani herşey aksi ile varoluyordu ya..
Hani gündüzü var eden gece,
umudu var eden umutsuzluk,
mutluluğu var eden mutsuzluk,
iyiyi var eden kötüydü ya..
O misal işte...
En çok "aşka gelen", aşkısızın ta kendisi miydi?
|