Sayın Hancı'yı ve yazdıklarını 10 yıldır izlemeye çalışıyorum. Bir kaç defa konuşmasını dinleme fırsatım oldu. Hatta on ay kadar önce (3 Mayıs 2008), başkanı olduğum Dernek tarafından Trabzon'da düzenlenen Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet Sempozyumu'na şehir dışından çağrılan üç kişiden biri olarak, özel olarak davet edilerek ağırlanmış ve "Sağlık Kurumlarında Şiddetin Önlenmesi" konusunu zevkle kendisinden dinlemiştik.
Tanıyanlar bilirler, fevkelade sevecen ve sıcakkanlı bir kişiliği vardır.

Fakat tıp hukukunun hukukçulara bırakılması gerektiğini düşündüğüm "hukuki sorumluluk" alanlarına da taşarak yazmasının/konuşmasının doğru olmadığını/olmayacağını 6-7 yıldan beri hemen her zeminde dile getiriyorum. Sağlık Hukuku alanında epeyce adli tıp uzmanı dinledim. Hiç biri sayın Hancı kadar salt hukuk konularına ve teknik hukuk problemlerine girme cesareti göstermemiştir. Yine bir adli tıp uzmanı ve aynı zamanda Hukuk Fakültesi mezunu da olan Prof. Dr. Ahmet Nezih Kök, YSŞ üyeliği de yapmasına rağmen, hiç bir zaman bir Tıp Hukuku kitabı yazma gereği duymadığı gibi konuşmalarında da "pür hukuk" anlatmaktan uzak durmakta, adli tıp perspektifini öne çıkarmaya özen göstermektedir.

Yıllardır şunu söylüyorum: Tıp Hukuku, disiplinler arası bir alandır. Başta hukuk olmak üzere tıbbın bütün bıranşlarının, hemşireliğin, sağlık yöneticiliği ve işletmeciliğinin de katkıları önemlidir. Fakat, kişisel görüşüme göre, esas itibariyle bir hukuk dalı olan Tıp Hukuku çalışanlarının koordinatörü ve moderatörü hukukçulardır ve "hukuki sorumluluk" konusu da onlara bırakılmalıdır.

Bendeniz sayın Hancı'nın bu "taşkın inşaat"ına itiraz etmekteyim, kişiliğine yönelik hiç bir saygısızlığım olmamıştır/olamaz. Hukukçu olmayanlara avukatlık hakkı tanımamakta dirençli meslektaşlarımın da bu duyarlılığa destek vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Arz ederim.