Mesajı Okuyun
Old 25-06-2008, 13:57   #11
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Sayın Çoskun ,

Mükellefiyet bakımından hukuka aykırılık yok zira hazineye gelir getirici bir mikellefiyeti idarenin reddtmesi düşünülemez. ssk bakımından ise, örneğin bir avukat, ilk olarak iş akti ile bir meslektaşının yanında çalışmaya başlaması halinde ssk lı olarak işçistatüsündedir, bu işyerinde aynı şekil ve şartlarda devam ettiği bir sireçte, ayrca vergi mükellefiyeti de tesis ettirir ise, topluluk sigortası değil önceki sigortalılık şekliyle devam eder, şayet bu işyerinden ayrılır ve mükellefiyetini de kapatmadan devam ettirir ise şayet bu aşamadan sonra topluluk sigortasına tabi hükümler çerçeveside sigortalılığı devam eder, eski şekliyle sigortalı durumuna geçmesi halinde kurum bu bakımdan da sigortalılığı kabul etmektedir, ancak şu an topluluk sigorta prim tutatını bilmiyorum ancak her iki şekil bakımından en yüksek prim tutarının tabi olduğu duğumu değerlendirir. sakınca sadece vergilendirmeye yöneliktir. zira sigortalı ve geçket mahiyeti ile ücrete tabi çalışıyor olmasına rağmen, haketmediği gelir ve kdv bakımından mükellefiyet şekil ve şartlarını yerine getirmek zorunda kalır, yıllık gelir vergisi beyannmesi vermek suretiyle haketmediği, gerçek mamelekinde artış oluşturmadığğı sunni bir gelirin vergisini ödemek zorunda kalır, ve aynı şey KDVK açısından da geçerli olmakla birlikte KDVK bakımından tahsil etmezse de makbuz düzenlemek ve kdv veyan etmek zorundadır. sakınca aleyhte vergilendirmeye yşönelik yaptırımladır sadece...
saygılarımla
iyi çalışmalar diliyorum