Mesajı Okuyun
Old 07-01-2010, 13:25   #192
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

149/2 ve 150/1, somut olaya nasıl uygulanacak? Yorum nasıl yapılacak?

Bekaret zarının evlenmeden önce diktirilmesi ve bekaret konusunda evlenilecek kişiye, bakire olmadığı halde bakire olunduğu yolunda beyanda bulunulması konusu, 150/1 altında namus ve onur bakımından “aldatma” mıdır? ( Madde başlığı –aldatma- olduğundan sözcük tarafımdan vurgulanmıştır.)

Bekaret zarının evlenmeden önce diktirilmesi ve bekaret konusunda evlenilecek kişiye, bakire olmadığı halde bakire olunduğu yolunda beyanda bulunulması konusu, vasıfta “yanılma” olarak 149/2 altında mı değerlendirilecektir? ( Madde başlığı –yanıltma- olduğundan sözcük tarafımdan vurgulanmıştır.)

150/1 uyarınca, evet, eş namusu ve onuru bakımından karşı tarafı aldatmıştır, dediğiniz vakit, namusu ve onuru kadın bedeni üzerinden okur hale gelirsiniz. Bakire olmayan tüm kadınları namussuz diye etiketler, onları aşağılamayı, öldürmeyi, süründürmeyi kendinize hak sayarsınız.

149/2 uyarınca bekaret bir vasıftır ve yokluğu ortak yaşamı çekilmez hale sokar derseniz, evlilik yaşına gelmiş bir kadın açısından işlevi kalmamış bir organa kutsiyet atfetmeye başlar, bu “kutsal”ı hiçe sayan kadınları aşağılamayı, öldürmeyi, süründürmeyi boynunuzun borcu bilirsiniz.

149,150...Fark etmiyor, verdiğimiz “evet” yanıtlarıyla sobeleniyoruz.

Zira, bu meseleyi babanın oğluna ev satmasındaki muvazaa, karşılıksız çeke bağlanan sonuçlar, ticaret siciline kaydolmak için yasada yer almadığı halde uygulamada istenen evrak vs.gibi okuyamazsınız, yorumlayamazsınız. Bu mesele, ideolojiktir, mevzuata ait “teknik” bir çözüm getiremezsiniz. Vereceğiniz cevap, durduğunuz yeri cümle aleme tebliğ eder. Hem de bağıra çağıra...

Yargıtay, 2 HD tarafınan verilen kararın bozulması, mevzuata dair bir bakış açısının, bir yorumun tezahürü olarak okunmak zorundadır.

İlla ki, “kadın bu beyanıyla aldatmış mıdır, karşı tarafı” sorusuna yanıt arayarak verilecek evet oyuna kavramsal karşılık bulmaya çalışmak; ama ya tecavüze uğrayıp diktirdiyse, diyerek bu operasyonu yaptırmış tüm kadınların potansiyel birer tecavüz mağduru olabileceğina dair lüzumsuz bir acındırma oyununa bel bağlamak; kadının zarı yok ama, bakalım erkeğin penisi yeterince vasıflı mı araştırmasına girip bir cinsin yıllardır çektiği acının diğerine de çektirilmesinin terziliğini yapmak; mesele bekaret değil, bana yalan söyleyip güvenimi zedelememeli savı altında boşanma davası açabilecekken kalkıp iptal davasının enstrümanlarını kullanmaya çalışmak aslında vasıf dahi olmayan bir zarı “ölümüne” vasıf haline getirmekten başka neye hizmet edecek?

Konu bu tür meselelere geldiğinde, hukuku nasıl yorumladığınız, sizin kim olduğunuzla ilgilidir.

Siz, kimsiniz?

Saygılar.