Mesajı Okuyun
Old 31-05-2011, 11:52   #10
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Deneme

Sn. AKYOL’un eklediği Yargıtay Kararı (Y.4.HD.E:2006/1262,K:2006/2015,T:01.03.2006) vesilesiyle…

Ana Statüsünde (RG.22.02.2000,s.23972) PTT'nin, Kanun Hükmünde Kararname ve Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere, özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğu…'nun belirtilmiş olmasının…

PTT. faaliyetlerinin idari eylem ve işlem niteliğine ve Yargı Yolu'na etkisi üzerine bir deneme…

1.AY. MADDE 128 -
Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.

2.Kazaî tebligat (7201/m.1);
Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerindendir.

3.Anayasa m.129/5:
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir

4.Anayasa ve Yasada kamu hizmeti olduğu belirtilen bir hizmetin, özel hukuk hükümlerine tabi gerçek veya tüzel kişilerce veya bunların çalışanlarınca görülmesi, bu kişilerce görülen hizmetin, kamu hizmeti olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği gibi, kamu hizmeti gören kişinin de kamu hizmeti görevlisi kabul edilmesine engel oluşturamaz.(DANIŞTAY,10. DAİRE, E. 2009/11303,K. 2009/8021,T. 15.9.2009)

5.“kamu görevlilerinin idari bir tasarruf yaparken, mevzuatın, üstlendiği ödevin ve yürüttüğü hizmetin kural, usul ve gereklerine aykırı olarak, kendisine izafe edilebilecek boyutta ve biçimde, ancak gene de resmi yetki, görev ve olanaklarından yararlanarak, onları kullanarak hareket ettiği, bu nedenle de idaresinden tamamen ayrılmasını önleyen ve engelleyen eylem ve kusurları, görevle ilgili olarak işlenen “görev kusuru” niteliğinde hizmet kusurunu oluşturmaktadır.
Böyle bir durumda, zarar gören kişilerin, idarenin personeline karşı değil, onları çalıştıran idareye karşı dava açmaları gerekmektedir” (DANIŞTAY,10. DAİRE, E. 2006/7165,K. 2008/8312,T. 26.11.2008).

6.“İdarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” bir idari dava türüdür (2577 s. İdari Yargılama Usulü Kanunu,m.2/1-b)
(İdari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davalarında, husumetin kamu idarelerine yöneltilmesi gerekmekte olup, idari yargı yerlerinde gerçek kişiler aleyhine açılan davaların görülmesine olanak bulunmamaktadır).

Sonuç:
PTT.’nin Ana Statüsünde “özel hukuk hükümlerine” tabi bulunduğunun belirtilmiş olması; hizmetin “kamusal” ve olay bağlamında, eylemin “hizmet kusuru” sayılmasına engel değildir.

“Hizmet kusuru”ndan doğan zarara ilişkin olarak:

1.İdare aleyhinde Tam Yargı davası (2577 s. İYUK.,m.2/1-b)(İdari Yargı)

2.İdare (BK.m.100) ve tebligat görevlisi (BK.m.41) aleyhinde tazminat davası (Adli Yargı)

açılabileceği sonucuna ulaşılabilir.