Mesajı Okuyun
Old 21-02-2008, 11:22   #1
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Mesleği ifa ederken küçük uyanıklıklar ve sonuçları

Bugün girdiğim bir dava ve sonuçlarını paylaşmak istedim.

Kredi kartı için alınan aidata itiraz edildi ve hakem heyetince kesilen aidatın iptalina karar verildi. Kredi kartının ve hesap sahibinin ismi Adnan. Hakem heyetine de Adnan tarafından başvurulmuş.

Hakem hetyeti kararının iptali için tüketici mahkemesine başvuruldu. Başvuru sırasında Davalı olarak Ahmet gösterilmiş. Biz Adnan vekili olarak duruşmaya müdahale ettik ve itiraz reddedildi. Karar da Adnan olarak çıktı. Yazıldı

Daha sonra bir tebligat geldi. Davalı adının Ahmet olarak düzeltilmesi isteniyordu. İstem maddi hata olarak ileri sürülmüştü ve mahkeme de tavzih prosedürü içinde inceleme yapmaya karar vermişti.

Kart ekstrelerini ekleyerek gerçek davalının Adnan olduğunu belirttik ve tavzih isteminin reddini istedik. Bugün duruşmada istem reddedildi.

Burada küçük uyanıklık yapılıyor. İsim Adna değil Ahmet diye iadeden kurtulacaklarını düşündüler diye varsayıyorum. Ancak bence sonuç değişmeyecekti. Çünkü tavzih kabul edilse de süresi içinde Adnan aleyhine dava açılmadığından kararın kesinleşmiş olduğunu ileri sürerek hakem heyeti kararını icraya koyacaktım. Yani bence bu küçük uyanıklık pratik bir sonuç doğurmayacaktı.

Duruşmaya genç bir arkadaşımız girdi. Bu küçük uyanıklık onun mu aklına geldi, hukuk müşavirinin mi bilmiyorum. Ama benim aklıma bir şey getirdi.

TCK. 206: "Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar.."

Bankanın hesap ve kart sahibinin gerçek kimliğini bilmesi nedeni ile suçun oluşacağını düşünüyorum. Bu kadar ısrarla sonucun elde edilmesi tavzih istemi karşısında hata olasılığının da ortadan kalkacağı düşüncesindeyim.

hem bu tür yöntemleri uygulamayı düşünen arkadaşlar var ise uyarmak hem de paylaşmak istedim.

Saygılar.