Mesajı Okuyun
Old 10-11-2007, 01:28   #32
Gemici

 
Varsayılan

Sayın SNOW,
Üzerinde tartıştığımız, daha doğrusu benim açıklamaya çalıştığım üç soru vardı.
1. Hukuk Bilim midir?
2. İlimle bilim arasındakı bağlantı ve
3. Disiplin.


Bu üç sorudan ikincisi konusunda anlaştık ve hiçbir sorun yok zannedersem.
Geriye ‘Disiplin’ ve bugün açıklıyacağım ‘Hukuk Bilim midir’ sorusu kalıyor.

Hukuk Bilim midir?
Bu soruyu da ilki gibi, tamamen cevalandıracağımızdan eminim.
Açıklamaya geçmeden önce belirtmek istediğim bir konu var. Eğer tüm hukuk profersörleri söz birliği etmişçesine ‘Hukuk biliminden’ bahsediyorlarsa, durup konu üzerinde biraz düşünmek gerekir düşüncesindeyim. Madem ki hukuk bilim değil, neden hepsi bilim diyor ve neden hukuk fakültelerinde ‘Hukuk anabilim dalı’ adı altında bir bölüm var. Cevaplandırılması gereken soru şu burada: ‘Hukukta kelimeler ve kavramlar önemlidir, yerinde kullanılmıyan bir kelime positif ve negatif önemli sonuçlar doğurur. Belirli hukuki kavramları açıklamak için hukukçular sayfalar dolusu yazı yazar. Kavramların bilincinde olan bir hukukçu aslı astarı olmayan uluorta birşeyler yazar mı?? Hukuk bilim değilse neden bilimdir der? Sırf uğraşı alanlarını önemli göstermek için mi hukukçukar hukuku bilim diye yutturmaya çalışır?

Yazdıklarım çerçevesinde aşağıya alıntıladığım düşünceleriniz gözden geçirmenizde fayda var bence.

Alıntı:
Yazan SNOW
Bilirsiniz veya bilmelisiniz. Terkçede kelimeler cümlede kullanıldıkları yere göre anlam kazanırlar.
Hukuk bilimi, işte cümle içinde bilim kelimesiyle kullanılmış diye hukuk yukarıdaki anladığımız manada bilim olmaz. Ya da kullanılan bilim sözcüğü yukarıda anladığımız teknik manada bilim olmaz.

Gelelim asıl konumuza:
Alıntı:
Birseyin bilim dali olup olmadiginin anlasilmasi için :
1- O bilimin incelecek bir bilgisi (konusu) olacak.
2- Onu nasil incelenecegine dair bir yolu metodu olmasi gerekir.

Kaynak:
http://reelcosmos.wordpress.com/2007...olojiye-giris/

Soru: ‘Tüm bilimler aynı yöntemi(metodu) mu kullanır?’
Cevap: ‘Hayır tüm bilimler aynı metodu kullanmaz’

Uyguladıkları yöntem bakımından bilimler ikiye ayrılır:
a. Doğal bilimler: Yöntemleri bu alanda defalarca tekrarlandı. Buna rağmen kısaca belirtmek gerekirse bu bilimler, Alıntı: ‘doğal olguları inceler ve bu olgular, arasındaki ilişkileri azlık-çokluk (nicelik) yönünden açıklar (erklaeren) , bu olgular arasındaki “değişmez” ilişkileri saptamaya çalışır ve saptadığı bu ilişkilere yasa adını verir. Doğabilimlerinin yöntemleri açıklayıcıdır. Açıklama ise nedenselliği gerektirir.
(Kaynak: felsefeekibi: Lınk altta)

b. Manevi bilimler veya ‘Tinsel Bilimler’
Almanca: Geisteswissenschaften
Fransızca: sciences morales
İngilizce: moral sciences
Osmanlıca: ulûm-u manevîye

Alıntı:
Kültür bilimleri ya da insan bilimleri. (Karşıt kavramı: Doğa bilimleri.) İnsanın tarihsel, kültürel ve toplumsal dünyası ile ilgili bilimleri içine alır. İnsan tininin yaratmalarını (düşünce tarihi); sanat, din, devlet, iktisat, hukuk, vb. gibi kültür kuruluşlarını araştıran bilimler. Buna göre: Felsefe, tarih, filoloji, toplumbilim, dinbilim, ahlâk felsefesi, sanat felsefesi, tinsel bilimlere girerler. Ruhbilim, doğa bilimleri ile tinsel bilimlerin arasında sayılıyor günümüzde. Tinsel bilimlerin önemlerine eğilerek, onları bilinçli olarak, özel bir yöntemle inceleme işi 19. yüzyılın ortalarında başlamıştır. (TDK)
Kaynak: http://www.felsefeekibi.com/site/default.asp?PG=364

Manevi bilimlerin metodu anlama’ya dayanır. Bilim ve tarih anlayıcı bir yöntemle açıklanmaya çalışılır. Yöntemin dayandığı teknik ‘Hermeneutik’dir’ (Yorumbilgisi)
Manevi bilimler kavramını yerleştiren Alman Filosof Wilhelm Dilthey’dir. Hermenuetik’in Türkiye’deki en büyük temsilcisi ilk kadın felsefe Profesörümüz olan Kamuran Birand’dır.

Saygılarımla