Mesajı Okuyun
Old 31-03-2007, 09:32   #4
Hekimbaşı

 
Varsayılan Mal da değil aslında, telif hakkı ya ...

Sn.Katılımcılar,

Bir bilgisayar işletim sistemi (İS) yazılımını mal olarak mı değerlendirmeye çalışmalıydık? Firma, bunun bir yazılım olduğunu ve kullanım hakkını (telif) sattığını belirtmekte. Öyle ki; bir sözleşmeyle bağlayarak satıyor ve sözleşmede kullanım hakkını ürünün olduğu haliyle verdiğini, belli bir amaca uygunluk iddiasında olmadığını ve hiçbir belli görevi yerine getireceğinin güvencesini de sağlamadığını belirtiyor. Ürünü bir bilgisayarla birlikte alanlara karşı yükümlülüklerini de makine satıcısına devrediyor.

Kutulu ürün (Box) halinde alanların sözleşmeleri biraz farklı ve onlara karşı yükümlülüklerini kendisi üstleniyor. Ama o kadar. Yine; birşey sözü vermiyorum; aldığını kullanırsan ne ala, beğenmezsen iade et diyor.

Bu durum; size kitap satıyorum, ama içindeki sayfaların tamamı bomboş veya anlamsız harflerle dolu olabilir, demeye benziyor; ama daha vahim. Çünkü, bir kitap aldığınızda sayfaları eksikse bunu farkedip ayıpsızıyla değiştirmek istemeniz mümkün. Ama bir İS yazılımı aldığınızda, eksikleri farketmeniz aylar alabileceği gibi, hiç farkedemeyebilirsiniz de. Bundan geçtik; İS öyle bir yazılım ki, makinenizden çıkartmanız durumunda bilgisayarınız hiçbir işe yaramaz. Yani, onu çıkartıp satıcısına 'al bunu geri' deme olanağınız yok. Ya yerine başka bir İS koyacaksınız, ya da bir hayaletle başbaşa kalıp kara kara düşüneceksiniz.

Hiç bilmiyorum, rastlamadım; ama acaba İS yüklü bir bilgisayar alıp, 'İS ni geri alın.' diyen oldu mu? Öyle bir durumda makine satıcıları makineyi geri alıyorlar sanırım. 'Bunun yerine ... İS yükleyin.' bile deseniz, bunu yapmayı reddetmekteler, çünkü böyle bir becerileri yok ve işlem en az 3 saatlik uzman işgücü gerektiriyor; çalışacağının da garantisi yok. Gerçi diğerinin de yok, ama en azından o test edilmiş.

Bilgisayar üreticileri firmayla sözleşme imzalayarak toplu halde ucuza alımlar (makine başına 5-15 gibi) yapmakta ve tüketiciye karşı yükümlülükleri üstlenmekle kalmayıp, çeşitli bazı başka koşullara da razı gelmek durumunda kalmaktadırlar. Bu durumda; İS yazılımı + bilgisayar çifti açısından söz konusu firmanın bir tekel oluşturma gücünde olduğu ortadadır. Sadece ileri derecede uzman kişilerin karşı gelmeye cesaret edebileceği, olağan tüketiciye hiçbir seçenek bırakmayan bir tekel bu. Ama uzman kişiler ticari olarak kendi başlarına bunu kitlelere sunabilme olanağından yoksun; çünkü karşılarında trilyon dolarlık bir dev var. Buna cesaret etseler bile, maliyetlerinin yükselmesi kaçınılmaz. Eee, diğer tarafın maliyeti 5 cent dolaylarındayken, bu yüksek maliyetlerini ürüne nasıl yansıtacaklar?

İnsan düşünmeden edemiyor. Yerli bilgisayar üreticileri ve yabancı bilgisayar ithalatçılarının satışa sundukları makinelerin en az iki İS seçenekli olmaları koşulu koymak tüketiciyi koruma açısından yararlı, hatta zorunlu değil midir? Böyle bir durumda satıcılar müşteriye seçenek sunmak zorunda kalacak, İS leri açısından gerekli destek elemanlarını yetiştirmek, istihdam etmek durumunda olacaklardır. Nasıl söz konusu firmayla ilişkilerinde bu yüke razı gelmekteyseler, ikinci İS için de aynı yükü almalarını beklemekte beis yoktur. Böylece tekel eğilimi gösteren firmayla rekabet edilebilmesi için gerekli önkoşullar sağlanacaktır. Ticari yük de sermayesi zaten zayıf küçük girişimcilere değil, zaten dev sermayeye sahip IBM, HP, Compaq gibi büyük bilgisayar üreticilerine yüklenecektir. En azından, TÜBİTAK tarafından üretilen yerli İS nin seçenek olarak sunulmasının bir zorunluluk haline getirilmesinde büyük yarar olacağını düşünmekteyim. Ya da buna dolaylı yoldan sağlamak için İS seçeneklerini 3 e zorlamak düşünülebilir.

1. Acaba rekabet hukuku açısından böyle bir zorunluluk koşulu konabilmesi mümkün mü?

2. Bir dava açılsa mevcut mevzuat çerçevesinde bu hayata geçirilebilir mi? Kim, nasıl bir dava açmalı?

3. Yoksa yasama organından nasıl bir talepte bulunmalıyız? Hangi yasanın hangi maddelerinde nasıl değişiklikler önermek uygun olur?

Eğer uygun çıkış yolunu birlikte saptayabilirsek, ben bir ekibe katılmaya hazırım. Zaten TBMM dilekçe komisyonuna bir dilekçe hazırlamayı düşünüyordum. Ama bu işin hukuk uzmanları önderliğinde yapılmasının büyük kolaylıkları ve üstünlükleri olacağından kuşkum yok. İS teknolojisi açısından katkıda bulunabilir, TÜBİTAK ile bağlantı gerekirse çevirmenlik yapabilirim.

Saygılarımla,