Mesajı Okuyun
Old 05-09-2019, 15:24   #5
Av. Suat

 
Varsayılan

Uygulamada karşılıksız çek düzenlemenin yaptırımı olarak yetkili ve meşru hamil, keşideci aleyhine görevli mahkeme olan İcra Ceza Mahkemesi’nde şikayet yoluna başvurmaktadır. Karşılıksız çek düzenleme suçunda, sanık olarak, borçlu tüzel kişiyi temsile yetkili gerçek kişi ya da kişiler hakkında isim belirtmek suretiyle şikayet dilekçesinin düzenlenmesi gerekmektedir.

“Bu düzenleme gereğince İcra Ceza Mahkemesi’ne yazılan şikayet dilekçesinde şüpheli olarak gösterilmeyen kişilerin icra ceza mahkemesince araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal olanak yoktur. İİK’ nun 351. Maddesindeki açık düzenleme nedeniyle yargılamanın ilerleyen safhasında da şikayet dilekçesinde şüpheli olarak gösterilmeyen bir kişinin sonradan şüpheli olarak bildirilmesi de mümkün değildir.” İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi 2017/3549 E. 2018/8 K. sayılı ve 04.01.2018 tarihli kararı

“Keşide edilen çekle ilgili ” karşılıksızdır” işlemine sebebiyet verilmesi suçunda ise, cezai sorumluluk, 5941 sayılı yasanın 5/2 maddesine göre, çek hesabı sahibi, çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organı üyesi böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişilerdedir.
Dolayısıyla bu suçta şirket yetkililerinin mutlak olarak cezai sorumluluğu bulunmamaktadır. Cezai sorumluluğu bulunan kişilerin tespiti için, çek hesabı sahibinin tespit edilmesi, çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde mali işleri yürütmekle görevlendirilen yönetim organı üyesi, bu kişinin de belirlenememesi halinde yönetim organı üyelerinin tespit edilmesi gerekir. Bu husus gözetildiğinde ticareti terk suçu ile çekin karşılıksız işlemine tabi tutulmasına ilişkin suçun failleri farklı kişiler olabilir. Bu durumda şikayet dilekçesi veya ekindeki belgelerden 5941 sayılı yasanın 5/2 maddesinde belirtilen çek hesabı sahibi, çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organı üyesi böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişilerin kimler olduğunun anlaşılması gerekir. Dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden bunun tespiti mümkün değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin şikayet dilekçesinin reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan…” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi 2017/2792 E., 2017/2106 K. sayılı ve 12.09.2017 tarihli kararı