Sayın Mehmet S.Tikici beyin yazmiş olduğu H.G.K.K gerçekden çok ilginç,ve bu kararda bahsedilen ve sayın Mehmet Beyinde "olağan hal kuralı " olarak isimlendirdiği vede 5-7 senedir mahkeme vede Yargıtay kararlarında isimlendirilen "HAYATIN OLAĞAN AKİŞİ" kavramını tartişmak istiyorum.
Benim izleyebildiğim kadarıyla çoğunlukla Yargıtayın 9-10 Dairelerinde ifedesini bulan bu kavram doğru mudur?
HAYATIN OLAĞAN AKİŞİ
İlk bakişta doğru gibi gözüküyor.Temel Yasalarımızın 70-80 senelik olduğu göz önüne alındığında Yasa maddelerinin yargiçlarımız tarafından çağimiza göre yorumlanması elbette kaçinilmazdır.Ancak bu HAYATIN OLAĞAN AKİŞİ kavramı,kelimesi,ifadesi soyut vede göreceli bir kavramdır.Ben kişi olarak her özel günlerde sevdiklerimi anmak için çiçek gönderirim.Dığer kişibunu alişkanlik yapmamiştir bunu göndermezhangi davraniş biçimi HAYATIN OLAĞAN AKİŞİ içersinde değerlendirilecek,Kimi ,insan alacağini hesabını günü gününe tutar kimi insan ihmalkardır(yaradılış olarak) veya hatır gönül sebebiyle 1-2 sene sonra hesap yapar ve alacağini sonra talep eder.İnsandan insana değişen bu hareket tarzını nasıl HAYATIN OLAĞAN AKİŞİ kelimesi ile ifade edebiliriz.
Bence olay Hukukumuzda göreceli vede soyut olan kelimeleri vede ifade tarzlarını kullanmakdan kaçinmak gerekir.
Çünkü bu gibi göreceli kavramlar hakimden hakime değişebilir
Zengin bir aşiret reisinin oğlu hakim için 50 bin dönüm toprak veya 1 trilyon ufak bir para ,fakir bir aileden gelme yeni mezun bir hakim için 100 milyar büyük paradır.Hukuk, Hakimden hakime
değişmeyen bir olgudur ama bu kavramlarla hakimden hakime değişen olgu olmaktadır.
Düşüncelerinizi bekliyorum
Saygılarımla