Mesajı Okuyun
Old 28-12-2004, 01:45   #1
VARTO'LU

 
Varsayılan Anayasaya Mahkemesi Kararının resmi Gazetede Yayımlanması 10 Ay Sonra Gerçekleşirse

ANAYASAYA MAHKEMESİ KARARININ RESMİ GAZETEDE YAYIMLANMASI
10 AY SONRA GERÇEKLEŞİRSE BU SÜRE MAKUL BİR SÜRE Mİ ?
Anayasa Mahkemesi’nin 22.1.2004 gün 2003/41 Esas 2004/4 Karar sayılı kararı ile:
“29.3.2003 günlü, 4833 sayılı 2003 Mali Yılı Bütçe Kanunu’nun Bütçe Kanunu’nun “Kısmen veya tamamen uygulanmayacak hükümler” başlığını taşıyan 51. maddesinde yürürlükte olan yasaların 2003 yılında uygulanmayacak hükümleri sayılmıştır. Bu niteliğiyle 51. madde, uygulamama veya farklı uygulama biçimi öngörme yoluyla, madde başlığı altında sayılmış olan yasa kurallarının tümünü 2003 yılı için değiştirici bir nitelik taşımaktadır. Maddede yer alan bu düzenlemeler bütçeyle ilgili olmaması nedeniyle olağan yasa konusu olup, bunlara bütçe yasasında yer verilmesi, Anayasa’nın 87., 88., 89. ve 161. maddelerine aykırı” olduğu gerekçesi ile iptallerine karar verildi.
(Kararın tam metni için aşağıdaki linki izleyiniz)
http://www.anayasa.gov.tr/KARARLAR/I.../K2004-04.html
Karar, 08/12/2004 gün ve 25664 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar tarihi olan 22/01/2004 ile 08/12/2004 arasında geçen süre 10 Ay 17 gün .
1982 Anayasası’nın 153/3 maddesi
“Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar.” Hükmünü içermekte.
“Uzay Çağı” yada “Bilgisayar Çağı” olarak adlandırılan, Avrupa Birliği’ne girme için ülke insanları olarak dahi nice sıkıntılara katlanmakta olduğumuz ve resmi kayıtlara göre işsizlerinin 5 milyondan az olmadığı günümüz Türkiye koşullarında, bir mahkeme kararının yazılarak Resmi Gazete’de yayımlanması 10 Ay 17 gün süre ile gerçekleşebilmiş ise bu düşündürücü, önemli ölçüde de utandırıcı bir sonuç.
Bu süre içerisinde, bütün yurttaşlarımız, alacaklarını yıllık % 30 oranında faiz ile alabildiler. Ancak 3095 sayılı yasanın 1. maddesi uygulanabilse idi, 2004 yılının ilk yarısı için % 43 2. yarısı için % 38 faiz alınabilecekti.
Bu işlemin bunca gecikmesi, karar yazılarak Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere “idareye” gönderilmesine rağmen yayımlanması geciktirilmiş ise Anayasa Mahkemesi, “kararlarına uyulması zorunlu” Anayasal kurum olarak bu eylemi işleyen kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmalı.
Eğer, bunca gecikme “kararlarına uyulması zorunlu” Anayasal kurum olan Anayasa Mahkememiz tarafından, 22/01/2004 tarihinde verilen kararın yazılarak sayın üyeleri tarafından imzalanması bu 10 ayı sürede gerçekleşebilmiş ise kurum olarak bunun kabul edilebilir (makul) nedenleri Türkiye halkına açıklanmalı.
Açıklanamıyor ise, Türkiye halkından özür dilenmeli, 1982 Anayasa’nın 40. maddesi 2. fıkrasındaki düzenleme gözetilerek yurttaşlarımızın uğratıldığı zarar (fark faiz oranı üzerinden) karşılanmalı.
Bu yazım ile, bu sorunu Hakim, Savcı, Akademisyen, Avukat sıfatlı tüm hukukçuların bilgi ve ilgisine sunarak sorumluları ve sorumluluklarının tartışılmasını istemek önce bir yurttaş, ardından bir avukat olarak insani ve hukukçu olarak sorumluluk nedeni bilir Avukat Turabi Tural.
Bu biçimde bir yargı-idare işlemi ile yurttaşlarımızın uğradığı faiz kaybının, borçlularından tahsil edilebilmesi (bazı şartlarla) olanakları da var. Bunları ise, yeni bir konu başlığı altında tartışmaya açacağız.
Hukukçu olmanın erdem ve sorumluluğu içerisinde hepinize hukuksuzluğun en az olduğu bir 2005 yılı dileğimle. 28/12/2004 Ankara
Avukat Turabi TURAL