Mesajı Okuyun
Old 14-03-2007, 10:11   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

4721/
Madde 410.- Kısıtlama kararı, kesinleşince hemen kısıtlının yerleşim yeri ile nüfusa kayıtlı olduğu yerde ilan olunur.
Kısıtlama, iyiniyetli üçüncü kişileri ilandan önce etkilemez.
Ayırt etme gücüne sahip olmamanın sonuçlarına ilişkin hükümler saklıdır.

Madde 403.- Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür.

***Vesayet kararının usulen kesinleşmesi gerekiyor. Davaya müdahil olanlar bulunduğuna göre temyizin sonucu beklenmeli diyorum.
***Vasinin görevi kararın kesinleşmesiyle başlar, ancak iyiniyetli 3.kişileri "ilandan sonra" bağlar.
***Vekilin derdest davaya devam edebilmesi için vasinin onayı ve denetim makamının "husumete izin" kararı gerekir.
***Vasi, husumete izin kararı alarak kendisi dava açabileceği gibi vekil aracılığı ile de dava açabilir.
***Bütün bunlar için bence kararın kesinleşmiş olması gerekir. Çünkü kişi hallerine ilişkin bir davadır. Bu arada kısıtlının menfaatlerinin korunması için yapılması gereken acil birşeyler varsa, vesayet altına alma davasını inceleyen mahkemeden "kısıtlının menfaatlerinin geçici olarak korunması için" gerekli tedbirleri alması talep edilebilir.

Kanun metninden benim anladıklarım bu şekilde.
Saygılarımla...