Mesajı Okuyun
Old 27-09-2017, 20:55   #1
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Eşlerin Barınmasına yönelik verilen tedbir kararı taşınmaz maliki üçüncü kişiye karşı da koruma sağlamalı mı?

Merhabalar Sayın Meslektaşlarım;

Aşağıda paylaşacağım Yargıtay Kararını tartışmalı buluyorum. Ve konu hakkındaki yorumlarınızı merak ediyorum.

Evlilik birliği sürerken beraber oturulan evden yararlanmak için talep eden yararına Aile Mahkemesince verilen TEDBİR KARARI sizce tapu malikini el atmanın önlenmesi davasını açmaktan alıkoymalı mı? Yani tapu maliki eşlerden biri değilse Aile Mahkemesi’nin 169. ve 197. Maddeye dayanılarak verilen tahsis kararlarının haklı hukuki sebep olarak kabul edilmesi gerekir mi? Gerekmeli mi?

İşgal ettiği süre boyunca aylık bedel ödeyen/ malikin bildireceği banka hesabına ecrimisil bedeli yatıracağını noter kanalı ile bildiren, o konutta oturmaya ihtiyacı olduğu için yararına Aile mahkemesince tedbir kararı verilen eş yine de konuttan çıkarılabilir mi?

Üçüncü kişi olan Malik yani el atmanın önlenmesi davasının davacısı “Kayınpeder” olursa yanıtınız değişir mi?

Peki, TMK.’nun aile konutunu düzenleyen 194.maded 4. fıkrasında geçen
“Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.” Hükmü işgal bedeline ödeyeceğini söyleyen eş için uygulama kapısı açabilir mi?

İlgili Maddeler

III. Geçici önlemler

Madde 169 - Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır.


III. Birlikte yaşamaya ara verilmesi

Madde 197 - Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.

Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.

Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.

Mülkiyet hakkının içeriği

Madde 683 - Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.

Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.


Daha somutlaştırmak açısından Yargıtay Kararı’nı da ekliyorum.

Alıntı:
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/17943
Karar: 2014/2863
Karar Tarihi: 17.02.2014

Dava: Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda. yerel mahkemece davanın reddine dair olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi. Tetkik Hakiminin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği düşünüldü:

Karar: Dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.

Davacı, satın aldığı çekişme konusu 4 numaralı bağımsız bölümün davalılar tarafından kullanıldığını, taşınmazın tahliyesi için gönderdiği ihtarnameye rağmen işgale son verilmediğini ileri sürerek, davalıların elatmalarının önlenmesi ile 5.000 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslahla ecrimisil talebini 56.274,50 TL'ye yükseltmiştir.

Davalı İ., mahkeme kararıyla evden uzaklaştırılması sebebiyle evde oturmadığını, davalı M., davanın haksız olduğunu. Aile Mahkemesi'nce taşınmazın kendisine tahsis edilmesi sebebiyle taşınmazda oturduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece taşınmazı kullanmadığı gerekçesiyle davalı İ. hakkındaki davanın reddine, davalı M. yönünden el atmanın önlenmesi bakımından davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı M.'nin haksız işgalci olmadığı gerekçesiyle ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 4 numaralı bağımsız bölümün 14.7.2008 tarihinde davacı tarafından edinildiği, davacının 30.7.2008 tarihinde davalılara taşınmazın boşaltılması istemiyle ihtarname keşide ettiği, çekişme konusu yerde oturan ve karı-koca olan davalılar arasında boşanma davasının sürdüğü, İstanbul 2. Aile Mahkemesi'nin 21.5.2008 tarihli kararıyla davalı İ.'in evden uzaklaştırıldığı, yargılama aşamasında taşınmazın anahtarının davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi hükmünün (kira ilişkisi dışında) üçüncü kişilere ait taşınmazlar bakımından uygulanamayacağı açıktır. Bunun yanında Aile Mahkemesi'nce çekişme konusu taşınmazın davalı M.'ye tahsisine dair verilen ara karar, davacının mülkiyet hakkını engeller nitelikte olduğundan bu karara hukuki değer izafe edilemeyeceği kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca, yargılama aşamasında taşınmazın boşaltıldığı gözetilerek, el atmanın önlenmesi talebi bakımından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil istemi bakımından; davalı İ. ihtarname tebliğinden önce taşınmazdan ayrıldığından, davalı M. yönünden ihtarnamedeki boşaltma istenen tarihle dava tarihi arasındaki dönem için ecrimisile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Sonuç: Davacının temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 Sayılı Kanunun geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.

Yorumlarınız ve katkılarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Saygılarımla,