Mesajı Okuyun
Old 22-10-2006, 11:04   #2
ahmetsacit

 
Varsayılan

Sayın law student,
Sorunuza tatmin edici bir cevap vermek için 1982 anayasasını yapmaya iten nedenleri ve yapım öncesindeki süreci de göz önüne almak gerekir.
1961 anayasasının en fazla eleştirilen yönlerinden biri de cumhurbaşkanının aşırı sembolik yetkilere sahip olması bunun yanında sadece onay makamı olrak görülmesiydi.
Bu yüzden 1961 anayasasını uygulama döneminde cumhurbaşkanlık makamına noterlik makamı denilmekteydi,
Bir tepki anayasası olan 1982 anayasası da bunun tam aksine cumhurbaşkanının yetkilerini parlementer rejimin tandığını çerçeveyi aşarak arttırmıştır.
Şu an yürülüklüte bulunan anayasamız yasamanın işlevsel hale getirilmesi, erkler ayrılığında erklerin konumunun düzeltilmesi v.b. değişikler ışığında rasyonelleştirlmiş parlementer rejimi öngörmüştür.
Ancak anayasanın uygulanış aşamasında rejim tasarlandığı gibi gerçekleşmemiş, hükümetçi, başbakancı parlementer rejim uygulması ortaya çıkmıştır.
Turgut özal, Tansu çiller ve Recep Tayyip Erdoğan başbakanlığı dönemi klasik başbakancı parlementer rejime örnektir.
Cumhurbaşkanın halk oyuyla yönetime gelmesi ise sizin de dediğiniz gibi rejim değişikliği sonucu doğuracaktır.Bunun için anayasa deşikliği yapılabilir ancak parlementer rejim üzerine temellenen bu anayasanın temelleri sarsılmış olur ve osmanlıdan bu yana süregelen parlementer rejim anlayışındaki evrim tersine çevrilmiş olur.Bu yüzden anayasanın tamamen değiştirilmesi gerekir.
Ülkemizin problemi rejim boyutunda değil demokrasi boyutundadır. Parlementer rejimden vazgeçilip, başka bir rejime geçilmesi ile ülkemiz demokrasi alanında ilerleme bir yana geriye dönüş bile yaşayabilir.
Rejim değişikliği yerine anayasal anlamda iyileştirmeler yapılması gerektiği kanaatindeyim..
saygılar...