Mesajı Okuyun
Old 20-12-2010, 01:04   #16
ATARAS

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Çok değerli bilgi ve yorumlarınızı paylaştığınız için teşekkür ederim. Davacının hileyi öğrenme tarihini dava dilekçesinde açıkça belirttiğini yazmıştım. Dava dilekçesi, davacının avukatı tarafından yazılmış ve imzalanmış. "DAVACI VE DAVALI 2007 AĞUSTOS AYI ORTALARINDA GÖRÜŞTÜKLERİNDE, DAVALININ SEN BİZE BU EVİ SATTIN YA DEMESİ ÜZERİNE, MÜVEKİLİM KANDIRILDIĞINI O GÜN ANLAMIŞTIR" deniliyor. Cevap dilekçesinde hemen hak düşürücü süre itirazında bulundum. Cevaba cevap dilekçesinde dahi avukat arkadaş, "2007 Ağustos ayında hileli durumu öğrenince Eylül ayında vasi tayini davası açılmıştır" diye beyanda bulundu. Ben, dava bu celse sona erecek ve süreden reddedilecek diye beklemiştim... Sayın meslektaşım, yargıcın süreyi dikkate almamasının nedeni kararında açıkça yazılmış; "..davacının ehliyet durumu nedeniyle süre itirazının dikkate alınamayacağı..." deniliyor. Oysa süre geçmiş. 18. HD kararına konu olaya benzer bir olay var. O SÜRE İÇİNDE ESAS DAVANIN AÇILMASI GEREKİRKEN AVUKAT ARKADAŞ YANLIŞ BİR YOL İZLEYİP VASİ TAYİNİ DAVASINA YÖNELMİŞ. BU DAVA DEVAM EDERKEN SÜRE GEÇMİŞ. ADLİ TIP; "SATIŞ TARİHİNDE DANIŞMANA İHTİYACI VARDIR DEMEMİŞ". Sadece, halihazır durumuna göre danışman ihtiyacı vardır demiş. Bana göre ve hatta 18. HD 'ne göre, danışman atanması o tarihten sonrası için hüküm ifade eder. Oysa bizim davamıza bakan yargıç, sanki danışman atanması satış tarihinden itibaren sınırlı ehliyeti gösteren bir kararmış gibi, bu kişi için sürenin işlemeyeceğini kabul etti. SÜREYE HİÇ BAKMADI. İşin garip tarafı, Yargıtay kararında da süreyle ilgili tek kelime yok, bu konuya hiç bakılmamış. Mahkeme, hem hile ve hemde TMK 429 B-2 maddesine aykırılıktan İPTAL kararı vermiş. YARGITAY kararında; "... MAHKEMECE HİLE OLGUSUNUN İSPATLANDIĞI GEREKÇESİYLE DAVANIN KABULÜNE KARAR VERİLMİŞTİR...ONANMASINA" denmiş. Hiç olmazsa, davacının talep etmediği 429-b-2. maddeden iptal verilemeyeceği, sınırlı ehliyetli yada ehliyetsiz bir kişinin hileye uğratılamayacağı, bu iki konunun birbiriyle bağdaşmayacağı yazılsaydı... Oysa buna ilişkin bir inceleme,tespit ve değerlendirme de yok. Öte yandan, gerekçeli kararda davacının zorla tapuya götürüldüğü, tehditle işlem yaptırıldığı yönünde bir tek kelime yok. "davalının mevcut ekonomik durumu sebebiyle taşınmazı alamayacağı, yaşlı davacının evi satması için bir nedenin olmadığı, satış tarihinden sonra davacının banka hesaplarında bir paraya rastlanmadığı, bu durumda davacının kandırılarak hile yoluyla satışın yaptırıldığı, davacının ehliyet durumuna göre süre itirazlarının dikkate alınamayacağı, sulh hukuk mahkemesinin yasal danışman atama kararı ve dayanak Ekim 2008 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu gereği TMK 429 b.2. maddeye aykırılık nedeniyle iptal kararı verilmesi gerektiği.." yazılı. Davacı, TMK 429.B.2 maddesine aykırılıktan iptal ve tescil istemediği halde, mahkeme hile sebebiyle iptal kararıyla yetinmeyip 429. maddeye aykırılıktan da iptal kararı verdi. Talebi aştı. usul hükümleri alt üst oldu. Yargıtay bu kararı onadı. Kesinlikle kazanırız dediğimiz davayı kaybettik. Kesinlikle bozulur dediğimiz karar onandı. Şaşkınlığım bundan kaynaklanıyor. Şimdi, karar düzeltmeye başvuracağım ama, kesinlikle bozulur diyemiyorum....Katkılarınız ve yardımlarınız için çok teşekkür ederim.